SIYASET YAPIYOR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• macht er Politik

Siyaset yapıyor Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Şimdi siyaset yapıyor.
Jetzt macht er Politik.

Başkan sürekli meşgul; siyaset yapıyor.
Aber der ist beschäftigt, er macht Politik.

İyi siyaset yapıyor.
Er macht gute Politik.

Şimdi soruyorum, kim siyaset yapıyor?
Die Frage ist: Wer macht Politik?

Siz de Siyaset Yapıyor musunuz?
Machen sie auch Politik?

Bunların hepsi siyaset yapıyor.
Das alles tut die Politik.

Avusturyada çoğu siyasi parti Müslüman göçmenler üzerinden siyaset yapıyor.
Die meisten politischen Parteien in Österreich machen Politik über muslimische Migranten.

Bu yüzden siyaset yapıyor.
Deshalb macht er Politik.

Şimdi imamhatip okulları üzerinden siyaset yapıyor.
Jetzt schafft die Politik die Hauptschulen ab.

Şimdi siyaset yapıyor.
Er macht jetzt Politik.

Şimdi Polonya Parlamentosunda siyaset yapıyor.
Jetzt macht er Politik im EU-Parlament.

Neticede siyaset yapıyor bu insanlar.
Schließlich machen diese Leute Politik.

FIFA ve UEFA resmen siyaset yapıyor.
FIFA und UEFA machen Weltpolitik.

Birileri bize siyaset yapıyor olabilir.
Und soetwas kann bei uns Politik machen.

Yaşlı ve zengin insanlar için siyaset yapıyor.
Sie macht Politik für die Reichen und Superreichen.

Yıldır siyaset yapıyor.
Seit 30 Jahren macht er Politik.

Yılından bu yana da Saadet Partisinde siyaset yapıyor.
Seit 2005 arbeite er auch politisch in der Oppositionsbewegung.

Başbakan siyaset yapıyor.
Der Ministerpräsident schafft Politik.

Özdemir 14 yaşından bu yana SPDde aktif siyaset yapıyor.
Seit seinem 16. Lebensjahr ist er in der SPD politisch aktiv.

Ve bir garson siyaset yapıyor.
Und die Kellnerin übt sich in Politik.

Gerçi HDP zor şartlar altında siyaset yapıyor da.
Gleichzeitig ist es schwer für die HDP, unter den aktuellen Bedingungen Politik zu machen.

Herkes sadece'' siyaset'' yapıyor.
Jeder einzelne ist und macht„Politik“.

Şimdi soruyorum, kim siyaset yapıyor?
Nun darf man sich fragen, wer macht die Politik?

O seçilmek için siyaset yapıyor.
Er macht Politik, um gewählt zu werden.

Cumhurbaşkanı siyaset yapıyor.
Der Präsident macht die Politik.

Fakat farklı bir siyaset yapıyor.
Aber sie macht eine andere Politik.

O seçilmek için siyaset yapıyor..
Er ist Politiker, um gewählt zu werden.

Politikacılar bununla siyaset yapıyor.
Unsere Politiker gehen damit hausieren.

Gerçek bu. Bu yüzden siyaset yapıyor.
Er ist superengagiert. Deshalb ist er in der Politik.

Siyaset tatil yapıyor.
Die Politik macht Urlaub.