SOPHIANIN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Sophia
• Sophias

Sophianın Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Sophianın eşiyim.
Sophias Frau.

Morgana, rüyasında Sophianın Arthuru öldürdüğü görmüş.
Morgana sagte, sie hätte geträumt, dass Sophia Arthur tötet.

Sophianın kimsesi yok.
Sophia hat doch niemanden.

Başrahibe çağırıyor! Fakat herşey Sophianın St. Ursuladaki hayatını, Cornelis Sandvoort evliliğiyle takas ettiğinde başlamıştı.
Um Cornelis Sandvoort zu heiraten. Die Äbtissin ruft! Doch das sollte erst geschehen, als Sophia St. Ursula verließ.

Sophianın sağlığı yerinde.
Sophia ist kerngesund.

Ayrıca Sophianın borusu artık bir delik.
Und Sophia hat keinen Prügel mehr, sondern ein Loch.

Sophianın evi yandı.
Sophias Heim ist abgebrannt.

Shane, Sophianın öldüğünü mü düşünüyor?
Glaubt Shane, dass Sophia tot ist?

Sophianın bebeği bizde.
Wir haben Sophias Anziehpuppe.

Ama Sophianın eli beceriklidir, değil mi?
Aber Sophia ist sehr geschickt, oder,?

Sophianın pek çok anlamı var.
Sophia hat eine Menge vor.

Biz Sophianın yerde neredeyse 2 ay kaldı.
Wir waren in Sophia Platz fast 2 Monaten.

Sophianın durumuysa farklı.
Sophia allerdings ist anders.

Sen ve Sophianın kardeşi ikinci katta yaşıyor.
Sie und Sophias Bruder wohnen im zweiten Stockwerk.

Sophianın halası burada değil.
Sophias Tante ist nicht da.

Artık Sophianın niyetinin iyi olduğuna inanıyorum.
Ich glaube jetzt, dass es genauso Sophias Ziel ist.

Sophianın daire sadece harika!
Sophia Platz ist wunderbar!

Tim de Sophianın kendisini barda nasıl ayarttığını anlatıyordu.
Tim erzählte gerade, wie Sophia ihn in einer Bar aufgabelte.

Sophianın treni doğuya doğru ilerliyor.
Sophias Zug bewegt sich nach Osten.

Ben Dorothy, Sophianın kızıyım ve genellikle olduğumdan daha iyi görünürüm.
Ich bin Dorothy, Sophias Tochter, und ich sehe sonst viel besser aus.

Sophianın anne her şekilde bize yardımcı oldu.
Sophias Eltern half uns in jeder Hinsicht.

Hiçbir şey. Sophianın manitası beni iş arkadaşlarımın ve dostlarımın önünde kelepçeliyor!
Nichts. Sophias Freund, der Polizist, verhaftet mich vor meinen Freunden und Kollegen!

Sophianın kendisi başarısızlığın göstergesiydi.
Sophia war selbst Ausdruck des Scheiterns.

Ona Sophianın telefon kayıtlarına baktırdım.
Ich ließ ihn Sophias Handy prüfen.

Sophianın izlerinde bir eşleşme var.
Ich habe eine Übereinstimmung auf Sophias Fingerabdrücke.

Sophianın karısı onu daha sonra getiremiyor ve şoför o.
Sophias Frau nimmt ihn mit, sie kann nicht später.

Sophianın Adam diye bağırdığını duydum, beni uyandıran da bu oldu.
Ich hörte Sophia, wie sie nach Adam rief.

Sophianın migreni tuttu, yani, yalnızca üçümüz olacağız.
Sophia hat heute Migräne, wir sind also nur zu dritt.

Sophianın son hali… Vegas şu an 6 aylık hamile….
Inzwischen ist Sophia Vegas schon im sechsten Monat schwanger.

Sophianın treni doğuya doğru kırmızı hat üzerinde ilerliyor.
Sophias Zug fährt jetzt gerade östlich auf der roten Linie.