TAHAMMÜL EDEMIYORUM ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

nicht ertragen
tahammül edemiyorum
dayanamıyorum
dayanamaz
katlanamıyorum
dayanamam
nicht ausstehen
sevmiyorum
hoşlanmıyor
tahammül edemiyorum
katlanamıyor
dayanamazlar
dayanamıyorum
nicht leiden
hoşlanmıyorum
sevmiyor
acı çekmemesi
tahammül edemiyorum

Tahammül edemiyorum Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Artık tahammül edemiyorum.
Şımarık çocuklara tahammül edemiyorum.
Ich kann heulende Kinder nicht ertragen.
Ama tahammül edemiyorum.
Ich konnte es nicht ertragen.
Çünkü erkeklere tahammül edemiyorum.
Ich kann Männer nämlich nicht ausstehen.
Sana tahammül edemiyorum!
Ich kann dich nicht ertragen!
Combinations with other parts of speech
Fiillerle kullanım
Ben böyle adamlara tahammül edemiyorum.
Ich kann solche Burschen nicht ausstehen.
Sana tahammül edemiyorum.
Ich kann dich nicht ausstehen.
İnsanların yakınmasına tahammül edemiyorum.
Ich kann die menschliche Nähe nicht ertragen.
Sözlere tahammül edemiyorum.
Worte nicht ertragen.
Hayır, teşekkürler. Ona şimdiden tahammül edemiyorum.
Nein, danke. Ich kann ihn jetzt schon nicht leiden.
Bu yere tahammül edemiyorum.
Ich kann den Ort nicht ausstehen.
Gerçi ben de onu görmeye tahammül edemiyorum.
Aber ich kann ihren Anblick auch nicht ertragen.
Ona tahammül edemiyorum. Ama bazen.
Ich kann ihn nicht leiden, aber dann.
Kokusuna bile tahammül edemiyorum.
Ich kann den Gestank nicht ertragen.
Ona tahammül edemiyorum, Peder Hugh.
Ich kann ihn nicht leiden, Pater Hugh.
Ben bu kokuya tahammül edemiyorum.
Ich kann diesen geruch nicht ertragen.
Ama burada da insanların asık suratlarına tahammül edemiyorum.
Außerdem muss ich hier das Gesicht meiner Schwägerin nicht ertragen.
Kendime bile tahammül edemiyorum.
Kann mich selbst nicht ertragen.
Bazı sabahlar uyandığımda sesini duymaya bile tahammül edemiyorum.
Manchmal wach ich morgens auf und kann den Klang ihrer Stimme nicht ertragen.
Bu adama tahammül edemiyorum.
Ich kann diesen Mann nicht ertragen.
Sadece her gece yalnız uyuma fikrine tahammül edemiyorum.
Ich kann nur den Gedanken nicht ertragen, täglich alleine aufzuwachen.
Bu tiplere tahammül edemiyorum.
Ich kann diese Typen nicht ertragen.
Sarkozy, Obamaya Netenyahu için O yalancı, ona tahammül edemiyorum.
Sarkozy sagte laut Ohrenzeugen zu Obama:«Ich kann ihn nicht ausstehen, er ist ein Lügner.».
Ben bu adama tahammül edemiyorum.
Ich kann den Kerl nicht ertragen.
Tahammül edemiyorum. Hayatımın bir grup aptal tarafından kontrol edilmesine.
Von Idioten, die ich hasse. Für mich ist schlimm, dass mein Leben kontrolliert wird.
Ben bu adama tahammül edemiyorum.
Ich kann diesen Mann nicht ertragen.
Sarkozy, Netanyahu için,“ Ona tahammül edemiyorum.
Sarkozy:"Netanjahu, ich kann ihn nicht leiden.
Bu pislik herife tahammül edemiyorum, ve onu bir an için görmeye çalışıyorum şu an.
Ich kann diesen Scheißkerl nicht leiden und versuche dennoch 1 Blick auf ihn zu erhaschen.
Ben bu mahkûmiyete tahammül edemiyorum.
Doch dieses Eingesperrtsein kann ich nicht ertragen.
Ben bu kokuya tahammül edemiyorum.
Ich kann diesen Geruch nicht ausstehen.
Sonuçlar: 61, Zaman: 0.0482

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca