TEMIZ SU ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• sauberes Wasser
• frisches Wasser
• klares Wasser
• reines Wasser
• sauberes Trinkwasser
• clean Water
• sauberem Wasser
• klarem Wasser
• saubereres Wasser
• sauberste Wasser

Temiz su Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Temiz su.
Clean Water.

Soğuk, temiz su.
Kühles, klares Wasser.

Temiz su.
Frisches Wasser.

Soğuk, temiz su.
Kaltes, klares Wasser~.

Temiz su var!
Da ist frisches Wasser.

Sonsuz temiz su.
Frisches Wasser ohne Ende.

Temiz Su Ve Balık.
Klares Wasser und Fische.

Çarşamba: temiz su.
Mittwoch: klares Wasser.

Temiz Su İstiyoruz.
Wir wollen reines Wasser.

Sinjay, temiz su.
Sinjay, hol frisches Wasser.

Temiz su içiyordum.
Ich brauchte nur frisches Wasser.

Muhtemelen temiz su diyor.
Er meint wohl sauberes Wasser.

Temiz su, temiz su.
Frisches Wasser, frisches Wasser.

Afrikaya temiz su vermek.
Ganz Afrika sauberes Wasser geben.

Temiz su getirmeliyim.
Ich muss frisches Wasser holen.

Gıda ve temiz su eksikliği.
Ernährung und sauberes Trinkwasser fehlt.

Temiz su kıtlığı yaşamıyordum.
Es gab sauberes Wasser.

Yiyecek ve temiz su istiyorlardı.
Die wollten Essen und sauberes Wasser.

Temiz su ve sabun yeterli.
Klares Wasser und Seife genügt.

Kaptan ve mürettebat temiz su içer.
Der Kapitän und die Crew hatten sauberes Trinkwasser.

Bize temiz su lazım.
Wir brauchen sauberes Wasser.

Sizde sağlığınız için temiz su için!
Schenken Sie sich reines Wasser ein für Ihre Gesundheit!

Temiz su, yiyecek ve eğitim.
Sauberes Wasser, Essen und Bildung.

Haftada üç kez temiz su, hareket eden hava.
Drei Mal die Woche frisches Wasser, Luft und sogar eine Zahnbürste.

Temiz su sağlıklı bir yaşamdır.
Reines Wasser ist gesundes Leben.

Bu astris içinde oluşturulan temiz su havuzu ile doğal bir Rocky.
Es ist eine natürliche Rocky mit sauberem Wasser Pool in Astris erstellt.

Temiz su, temel insan hakkıdır.
Sauberes Wasser ist ein Menschenrecht.

Dağdaki göller gibi serin, temiz su bulunur. Sonraki mevsim hiçbir şey.
Einmal hat man kühles, klares Wasser wie in einem Bergsee dann nichts.

Temiz su yoktu. Yiyecek yoktu.
Es gab nichts zu essen, kein frisches Wasser.

Hem bahse varım, okulda temiz su isteyen birçok arkadaşın vardır.
Und du hast doch in deiner Schule ganz sicher ganz viele Freunde, die reines Wasser wollen.