YÜRÜYEREK GELDIM ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu Fuß
• laufen
• gehen
• Fußweg
• fußgängig
• ich kam
• hier
• da
• bin's
• ich bin hergekommen

Yürüyerek geldim Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Kötü fikir. Yürüyerek geldim.
Ich kam zu Fuß.

Steyşın vagonu güzel karım aldığı için buraya yürüyerek geldim.
Ich bin zu Fuss hier. Meine Frau hat das Auto.

Hayır ama yürüyerek geldim.
Nein, aber ich ging zu Fuß.

Shirley, buna inanmayacaksın ama… bugün işe yürüyerek geldim..
Shirley, Sie werden es nicht glauben, aber ich ging heute zu Fuß.

Hayır ama yürüyerek geldim.
Nein, aber ich bin gelaufen.

Nerede kaldın? Shirley, buna inanmayacaksın ama bugün işe yürüyerek geldim?.
Shirley, Sie werden es nicht glauben, aber ich ging heute zu Fuß. Wo waren Sie?

Hayır, yürüyerek geldim..
Nein, ich bin zu Fuß.

Clarencela konuşmak istiyorum ve yürüyerek geldim.
Ich will Clarence sprechen und kam auf meinen Beinen.

Bu ülkeye yürüyerek geldim, yürüyerek ayrılırım.
Ich kam zu Fuß hierher, und zu Fuß gehe ich.

Hayır, efendim. Ben… yürüyerek geldim.
Nein, Sir, ich bin… zu Fuß hier.

Çünkü… buraya yürüyerek geldim ve insanlar koridorda agliyorlardi.
In Ihrem Flur stehen Leute, die weinen. denn ich komme hier rein, und.

Senin yüzünden eve yürüyerek geldim..
Deinetwegen musste ich zu Fuß nach Hause.

Yine güvenlik sistemini kapalı bırakmışsın ve ben de direkt kapıdan yürüyerek geldim.
Du hast wieder mal die Alarmanlage nicht eingeschaltet, und ich konnte einfach zur Tür hereinspazieren.

Bil diye söylüyorum, buraya da yürüyerek geldim.
Ich kam zu Fuß hierher, zu deiner Information.

Trafiği suçlamak isterdim ama yürüyerek geldim.
Der Verkehr war nicht schuld, ich bin zu Fuß gekommen.

Buraya yürüyerek geldi.
Er kam zu Fuß hierher.

Ahmet yürüyerek geldi.
Ahmed kam zu Fuß.

Ya da 20 kişilermiş, şuradan yürüyerek gelmişler.
Hier sind 15 oder 20 von ihnen zu Fuß durchgekommen.

Buraya yürüyerek gelmiş, Cassieye telefon etmiş ve tekrar kaçırılmış.
Sie kam zu Fuß her, rief Cassie an und wurde wieder verschleppt.

Bu gece kendi arabasını nezaketen kızcağıza gönderip kendi yürüyerek gelmiş.
Er hat ihr seine Kutsche geschickt und ist selbst zu Fuß gekommen.

Bu şehire yalınayak yürüyerek geldiğimde Tek bir çift bile ayakkabım yoktu.
Ich hatte nicht mal ein Paar Schuhe, als ich barfuß in dieses Land kam.

Yürüyerek George Streete geldim.
Ich ging die George Street entlang.

Bu öğleden sonra yarı ölü halde, otostop, yürüyerek geldi..
Heute Nachmittag. Er war halb tot. Zum Teil per Anhalter, zum Teil zu Fuß.

Hector yürüyerek gelmiş..
Hector war zu Fuß.

Diğer adamlar yürüyerek geldiler..
Die andere Bande war zu Fuß.

Sen buraya yürüyerek gelmedin mi?
Kamst du nicht zu Fuß?

Ve Yıldız Geçidinin etrafındaki harabeler Wraithlerin yürüyerek gelmesini sağlayacak.
Die Ruinen um das Stargate dürften die Wraith zu Fuß anlocken.

Evden buraya kadar yürüyerek geldik de.
Ich bin den ganzen Weg von zu Hause gelaufen.

An8} Stüdyoya yürüyerek gelse beş dakikadan az sürer. Evinde saklanıyor.
An8}Er wäre zu Fuß in fünf Minuten im Studio.{\an8}Er versteckt sich aber zu Hause.

Düştüm, buraya yürüyerek geri geldim.
Ich fiel hin, ich kam hierher.