YAKIN AKRABASI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

enger Verwandter
yakından ilişkili
nächster Angehöriger

Yakın akrabası Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Yakın akrabası yok.
Peki en yakın akrabası?
Was ist mit Verwandten?
Yakın akrabası yok.
Hat keine Angehörigen.
Modern boanın yakın akrabası.
Ein enger Verwandter der modernen Boa.
Yakın akrabası var mı?
Hat sie Angehörige?
İnsanlar da tercüme ediyor
Gerçi… Odettein yakın akrabası var mı?
Hat Odette nähere Verwandte? Wobei?
Yakın akrabası var mı? Hayır?
Ähm… nein. Nahe Verwandte?
Dosyasında yakın akrabası yok.- Ailesi?
Kein Verwandter vermerkt.- Familie?
Yakın akrabası var mı? Hayır.
Nahe Verwandte? Ähm… nein.
Tüy hissediyorum. Yakın akrabası var mıymış?
Gibt's Angehörige? Ich fühle Fell?
Yakın akrabası var mıymış? Tüy hissediyorum.
Gibt's Angehörige? Ich fühle Fell.
Kayıtlarda hâlâ en yakın akrabası benim.
Ich gelte immer noch als nächster Angehöriger.
En yakın akrabası.
Er ist ihr nächster Verwandter.
Warren Dern. Bekar, başarılı, çevrede yakın akrabası yok.
Single, erfolgreich, keine nächsten Verwandten hier. Warren Dern.
En yakın akrabası benim.
Ich bin seine nächste Angehörige.
Göçmen güvercinlerin yaşayan en yakın akrabası bant kuyruklu güvercin.
Die nächste lebende Verwandte der Wandertaube ist die Schuppenhalstaube.
Hiç yakın akrabası yok diye biliyorum.
Dass sie keine nahen Verwandten hat.
Çağımızda yaşayan dinozorların en yakın akrabası timsahtır.
Der nächste Verwandte der in unserer Zeit lebenden Dinosaurier ist das Krokodil.
Cinsin en yakın akrabası Siba Inudur.
Der nächste Verwandte der Rasse ist Siba Inu.
Jason Greenfield, iki hafta önce aşırı dozdan ölmüş, yakın akrabası yok.
Jason Greenfield starb vor zwei Wochen an einer Überdosis Heroin, keine näheren Verwandten.
Onlar en yakın akrabası ve gururlu insanlar.
Sie sind seine Verwandten und sehr stolz.
Düz kapak, başka bir işçi sınıfı kahramanı ve gazetecinin yakın akrabası.
Die flache Mütze ist ein weiterer Held der Arbeiterklasse und ein enger Verwandter des Zeitungsjungen.
Tamilin en yakın akrabası Malayalamtır.
Der nächste Verwandte von Tamil ist Malayalam.
Eskenazi( Doğu Avrupa) Yahudi soyundan gelip yumurtalık ya da göğüs kanserine sahip yakın akrabası olanlar.
Ashkenazi jüdische Abstammung mit einem nahen Verwandten mit Brust- oder Eierstockkrebs.
Yakın akrabası Margaret Bryant, kan grubu A.
Nächster Angehöriger: Margaret Bryant. Blutgruppe A.
İş arkadaşı ve Dotun yakın akrabası olan Lola tarafından tutuldum.
Ich wurde von ihrer Kollegin Lola engagiert, die zufällig eine nahe Verwandte von Dot ist.
Yakın akrabası olduğu için başhekim olayı örtbas etmiş.
Der Chefarzt hat es vertuscht. Die Angehörigen.
Ancak, Afrikaya bakarsanız, kıta dışında yakın akrabası olmayan genetik çeşitin bir elemanı var.
In Afrika gibt es jedoch eine Komponente der genetischen Variation, die keine nahen Verwandten außerhalb hat.
Calibra da yakın akrabası Opel Vectradan benzer bir şekilde faydalandı.
Der Calibra bediente sich entsprechend beim eng verwandten Opel Vectra.
Karşılamak TrickBot, nispeten yeni bir bankacılık Trojan eski Dyre bankacı yakın akrabası olduğu düşünülmektedir.
Meet TrickBot, ein relativ neues glaubte Banking-Trojaner ein naher Verwandter des alten Dyre Banker zu sein.
Sonuçlar: 53, Zaman: 0.0393

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca