YERINI BILEN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

der weiß wo
kennen die Position

Yerini bilen Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Çocuğun yerini bilen yok!
Keiner weiß, wo der Junge ist!
Yerini bilen tek kişi Drama.
Drama ist der einzige, der weiß, wo er ist.
Ekip Dörtün yerini bilen var mı?
Weiß einer, wo Team 4 ist?
Yerini bilen adamı vurmak değildi!
Nicht den Kerl erschießen, der weiß, wo sie ist!
Kanayan Gözün yerini bilen birisi.
Und er weiß, wo das blutende Auge ist.
Doğrusu, yerini bilen biri tarafından size gönderildim.
Vielmehr schickt mich jemand, der weiß, wo er ist.
Farquaad denen adamın yerini bilen var mı? Pekala.
Wer weiß, wo dieser Farquaad ist? OK.
Arkın yerini bilen biriyle buluşmayı planlıyorum.
Ich werde jemanden treffen, der weiß, wo die Arche ist.
Bu şeyin içinde tuvaletin yerini bilen var mı?
Weiß jemand, wo hier drin eine Toilette ist?
Amalianın yerini bilen tek kişi benim.
Nur ich allein weiß, wo Amalia ist.
Ben… Sigortaların yerini bilen benim.
Ich bin derjenige, der weiß, wo der Sicherungskasten ist.
Paranın yerini bilen kişiye rastgele ateş açsan ya. Sokayım size be!
Was, wenn Sie die Person treffen, die weiß, wo es ist?
Dünyada Atlantikteki her geminin yerini bilen beş kişi var.
Weltweit 5 Leute kennen die Position jedes Schiffs im Atlantik.
Ya da yerini bilen birisiyle.
Oder jemanden, der wüsste, wo er sich aufhält.
Charles dışında altınların yerini bilen birini bulmalıyız.
Wir müssen jemanden finden, der nicht Charles ist und weiß, wo sie sind.
Şu anda yerini bilen tek kişi Lort Harwood.
Nur Lord Harwood weiß, wo sie ist.
Dünyada Atlantikteki her geminin yerini bilen beş kişi var.
Nur fünf Personen auf der Welt kennen die Position jedes Schiffs im Atlantik.
Cesedin yerini bilen bir köpek?
Ein Hund, der wusste, wo die Leiche vergraben war?
Yerini bilen adamı vurmak değildi. Onun işi kızımı bulmaktı.
Er soll meine Tochter finden und nicht den Mann erschießen, der weiß, wo sie ist.
Kameranın yerini bilen biri.
Jemand, der wusste, wo die Kamera ist.
Misketin yerini bilen varsa hemen söylesin.
Wer weiß, wo die Murmel ist, möge das sofort sagen.
Kimse paralarının yerini bilen adamı kandırmaz.
Keiner betrügt den, der weiß, wo das Geld ist.
Ganimetin yerini bilen ve seni tutuklarlarsa.
Er weiß, wo die Beute ist und ob du verhaftet wirst.
Eminim başka tesis vardır, ama yerini bilen adam… yan odada kan kaybediyor.
Blutet gerade nebenan aus. Sicher, aber der, der den Ort weiß.
Kızımın yerini bilen tek adamı vurmakla değil!
Nicht den Kerl erschießen, der weiß, wo sie ist!
Sigortaların yerini bilen benim. Ben.
Ich bin derjenige, der weiß, wo der Sicherungskasten ist.
Sandığın yerini bilen üç adam var, ve bir kadın.
Drei Männer kennen das Versteck des Schatzes und eine Frau.
Şu altınların yerini bilen biri olmalı, değil mi?
Es muss jemanden geben, der weiß, wo die Münzen sind?
Germánın yerini bilen biri olabilir.
Es gibt vielleicht jemanden, der weiß, wo Germán ist.
Belki de, onun yerini bilen tek kişi benim.
Ich bin vielleicht der Einzige, der weiß, wo sie zu finden ist.
Sonuçlar: 61, Zaman: 0.0338

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca