YETERINCE GÜÇLÜDÜR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• stark genug
• robust genug

Yeterince güçlüdür Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Ayrıca, yeterince güçlüdür.
Er ist stark genug.

Paket nakliye ürünlerini korumak için yeterince güçlüdür.
Die Box ist robust genug, um Ihre Produkte zu schützen.

Moskova yeterince güçlüdür.
Putin ist stark genug.

Görevin her türlü işlemek için yeterince güçlüdür.
Es ist leistungsfähig genug, um jede Art von Aufgabe zu bewältigen.

Ayrıca, yeterince güçlüdür.
Er ist auch kräftig genug.

Tüm bu iki ambalaj yolu her türlü ulaşım için yeterince güçlüdür.
Beide Antriebe sind stark genug für jeglichen Transport bis max.

Güven bana, yeterince güçlüdür.
Vertrau mir, er ist stark genug.

Fırtına kanalizasyonu için beton drenaj kuyusu yeterince güçlüdür.
Die Betonentwässerungsbohrung für Regenwasserkanäle ist stark genug.

Umarım kalbin yeterince güçlüdür.
Hoffentlich ist sein Herz robust genug.

Sırtında beyaz bir deri kullanılır ve beyaz yüzey yeterince güçlüdür.
Auf der Rückseite wird ein weißes Leder verwendet und die weiße Oberfläche ist stark genug.

Bu gibi iplikler yeterince güçlüdür.
Solche Fäden sind stark genug.

Bu steroid yeterince güçlüdür ve güçlü bir kas oluşturma etkisi kazandırır.
Dieses Steroid ist stark genug und vermitteln eine starke muskelaufbauende Wirkung.

Akita Inu bir minyatür cins köpek değildir, yeterince güçlüdür, ama aynı zamanda çok.
Akita Inu ist keine Miniaturhunderasse, sie ist stark genug, aber gleichzeitig sehr.

Bu bağ dokusu yeterince güçlüdür, ancak yetenekleri sınırlarına sahiptir.
Solches Bindegewebe ist stark genug, aber seine Fähigkeiten haben ihre Grenzen.

Standart bir güç mıknatısı, buzdolabına bir parça kağıt tutmak için yeterince güçlüdür.
Ein Standard-Kraft-Magnet ist stark genug, um ein einzelnes Stück Papier zum Kühlschrank zu halten.

Vinil kapakların ticari hattı yeterince güçlüdür ve ofis alanlarına sığar.
Die Handelslinie der Vinylbeschichtungen ist stark genug und passt in Büroflächen.

Proletarya Devleti yine de bu küstahça niyetlere karşı koymak için yeterince güçlüdür.
Der proletarische Staat Sowjetrußland war jedoch stark genug, dieser Anmaßung Widerstand zu leisten.

Bu nedenle Leagoo T5 donanımı yeterince güçlüdür, ancak keyfi daha da artırabilir.
Die Leagoo T5-Hardware ist daher stark genug, kann aber den Genuss noch weiter steigern.

Bu iki kişi de birbirine çekim hissedebilir çünkü onları bağlayan şey de yeterince güçlüdür.
Außerdem fühlen sich zwei Menschen angezogen, weil die Dinge, die sie binden, stark genug sind.

Hayvanın vücudu yeterince güçlüdür ve bu, düşmanları olan kavgaların ana argümanıdır.
Der Körper des Tieres ist stark genug, und das ist das Hauptargument in Streitereien mit Feinden.

Çerçeve yapısı tuğla veya masif ahşaptan çok daha hafiftir, ancak aynı zamanda yeterince güçlüdür;
Die Rahmenstruktur ist viel leichter als Ziegel oder Massivholz, aber gleichzeitig stark genug;

Standart bir güç mıknatısı, buzdolabına bir parça kağıt tutmak için yeterince güçlüdür.
Ein Standardstärkemagnet ist ausreichend stark, um ein einzelnes Stück Papier an dem Kühlschrank zu halten.

Küçük boyutlu olmasına rağmen, aynı bilgiyi büyük pahalı tarayıcılar olarak almak için yeterince güçlüdür.
Obwohl klein, ist er leistungsstark genug, um die gleichen Informationen wie große teure Scanner zu erhalten.

Tamamen doğal patentli malzemelerle yapılan Lady Prelox kaliteli sonuçlar sunmak için yeterince güçlüdür.
Hergestellt aus natürlichen Zutaten patentierte Lady Prelox ist stark genug, um hochwertige Ergebnisse zu liefern.

Kilitleme halkaları çok güçlüdür- muhtemelen güçlü bir süspansiyon değil ama birisini kısıtlamak için yeterince güçlüdür.
Die Sicherungsringe sind sehr stark- wahrscheinlich nicht"federnd", aber stark genug, um jemanden festzuhalten.

O yeterince güçlüydü… ve, um, biz aynı değiliz.
Er war stark genug um… und, um, wir sind unterschiedlich gestrickt.

Yeterince güçlü görünüyor.
Der wirkt kräftig genug.

Ben yeterince güçlüyüm.
Ich bin stark genug.

Yani yeterince güçlü veya iyi pompalamıyor, o kişiye yetecek kadar.
Also, es pumpt nicht kräftig genug oder gut genug um eine angemessene Funktion zu erfüllen.

Ve eğer hareket yeterince güçlüyse, kelimenin tam anlamıyla, devrim olur.
Ist die Bewegung stark genug, dann ist das, im besten Sinne, eine Revolution.