Yokmuş Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ajan yokmuş.
Kokomo diye bir yer yokmuş.
Yokmuş böyle bir kelime.
Ama tanık yokmuş.
Yani bariz bir şekilde ortaya çıktı ki… eh, benim yardımıma ihtiyacın yokmuş.
İnsanlar da tercüme ediyor
Başka çıkış yokmuş. -Hayır!
Edgein arabasını çıkarmışlar ve hiçbir kurcalama izi yokmuş.
Bu kızda lupus yokmuş. Negatif.
Aşk zindanı diye bir yer yokmuş.
Bir Varmış Bir Yokmuş- Son Gağand.
Kötü huylu hücreler yokmuş.
Bir anda hiçbirinin önemi yokmuş gibi gelmeye başladı.
Güvenlik kamerası yokmuş.
Eeee… Babamın babası yokmuş… bay Rooney ona bakmış.
Ama aslında silah yokmuş.
Dutchın bir vasiyeti yokmuş çünkü belli ki yenilmez insanlar buna ihtiyaç duymaz.
Yaşam belirtisi yokmuş.
Tanık yokmuş fidye talebi yokmuş onu kimin veya neden aldığına dair ipucu yokmuş. .
Öyle dedi. İhtiyacı yokmuş.
Babamın babası yokmuş… Neden?
Şöför de felç veya kalp krizi yokmuş.
Olduğuna inanmak istememiş. Bu vakada basit cevaplar yokmuş ve kimse ölümsüz bir katil.
Aracın kaza yapması için tıbbi bir sebep yokmuş.
Eeee… babamın babası yokmuş.- Neden?
Neden?- Şey… babamın babası yokmuş.
Yerel halkla sorunu yokmuş.
Takımı bıraktı derdim ama… ortada bir takım yokmuş.
Harry, sen arayıp bütün bu olup bitenden haberin yokmuş gibi konuşsan?
Marweni google da aradım ve… Belçikada Marwen adında bir kasaba yokmuş.
Belki de kaderimde papaz olmak yokmuş.