ZARRAB ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Sıfat
zarrab

Zarrab Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Zarrab:“ Birkaç ay”.
Snir:„Ein paar Monate.“.
Kendisi reza zarrabdır.
Er heißt Reza Zarrab.
Zarrab:“ Evet sayın hakim.”.
Also:"Ja, Herr Richter.
Kendisi reza zarrabdır.
Sein Name ist Reza Zarrab.
Zarrab aptal mıydı ABD ye gitti.
Ja dumm gelaufen für die USA.
Ebru Gündeş ile Reza Zarrab 2010da evlenmişti.
Ebru Gündes und Reza Zarrab haben 2010 geheiratet.
Zarrabın ifadesi bugün de sürecek.
Zarrab wird heute weiter aussagen.
Geçen yıl Reza Zarrab ABDde tutuklandı.
Im März dieses Jahres wurde Reza Zarrab in den USA festgenommen.
Reza Zarrab ABDde gözaltına alındı.
Reza Zarrab in den USA festgenommen.
Türkiye ile Amerika arasındaki“ anlaşmazlık” 1 esas itibarıyla özellikle bir adam,Reza Zarrab ile ilgili.
Der Streit zwischen der Türkei und den USA hat vor allem mit einem Mann zu tun:Reza Zarrab.
Zarrab: Hepsini bir yere toplarsın!
Tipp: Sammeln Sie alles an einem Ort!
New York Times: Reza Zarrab Türk Bakana rüşvet verdiğini itiraf etti.
New York: Reza Zarrab gesteht Bestechung eines türkischen Ex-Wirtschaftsministers.
Zarrab: Evet, bir toplantı düzenlendi.
Adebahr: Ja, ein Treffen ist geplant.
Duruşma bitiminde, Zarrab tanık sandalyesinden kalkıp Hakan Atillanın önünden geçti.
Nach der Anhörung ist Zarrab vom Zeugensatnd aufgestanden und an Hakan Atilla vorbeigegangen.
Zarrab: Bu doğru değil hanımefendi!
Haller: Das stimmt ja nicht, Frau Kollegin!
Reza Zarrabın itirafları bugün de devam edecek.
Der Kronzeuge Reza Zarrab sagt heute weiter aus.
Zarrab: Bir kısmına katılmıştım.
Dahrendorf: Ach, ich habe an mancherlei teilgenommen.
Zarrab: Bu doğru değil hanımefendi!
Miedl: Das stimmt ganz einfach nicht, Frau Kollegin!
Zarrab tanık kürsüsünde altıncı gününü geçiriyor.
Baum tritt am sechsten Verhandlungstag in den Zeugenstand.
Zarrabın serbest bırakılması Erdoğanın önceliğiydi.
Zar Die Freilassung von Zarrab war Erdogans Priorität.'.
Zarrab ilk iki günde detaylı bilgiler verdi.
Die RNZ hat bereits über die ersten beiden Tage ausführlich berichtet.
Reza Zarrab: Türkiye ve İran vatandaşlığına sahip iş adamı.
Reza Zarrab ist ein Geschäftsmann mit türkischem und iranischem Pass.
Zarrab: Hayır, Hakan Atillaya hiçbir zaman rüşvet vermedim.
Zarrab: Nein, ich habe Herrn Atilla noch nie Bestechungsgeld gegeben.
Zarrab: Tam olarak hatırlamıyorum ama 100 milyon dolar olabilir.
Eckert: Ich weiß es nicht genau, aber es ist ein Millionenbetrag.
Zarrab, hiç bir zaman İrana altın gönderilmediği söyledi.
Zarrab hat gesagt, dass niemals Gold in den Iran transportiert worden ist.
Zarrabın İran yaptırımlarını ihlal etmekle suçlandığı bildirildi.
Zarrab wird vorgeworfen, gegen die Iran-Sanktionen verstoßen zu haben.
Zarrab dahil tutuklanan herkes, birkaç hafta sonra serbest bırakıldı.
Alle Verhafteten aber, auch Zarrab, kamen wenige Wochen später frei.
Zarrab, Atillanın avukatlarıyla görüşmeyi reddettiğini doğruladı.
Zarrab bestätigt, dass er ein Treffen mit Atillas Anwälten abgelehnt hat.
Reza Zarrab, hem Türk, hem de İran vatandaşlığı taşıyan bir işadamıydı.
Reza Zarrab ist ein Geschäftsmann mit türkischem und iranischem Pass.
Zarrab, Türk yetkililere rüşvet vermekten 2013 yılında Türkiyede tutuklandı.
Zarrab wurde 2013 verhaftet, weil er türkische Beamte bestochen hatte.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0244

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca