ALG ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• algae
• algal
• aig

Alg Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Bunlar alg.
This is algae.

O alg. -Evet, o tonu kullan.
It's algae. Yeah, take that tone.

Yarışmak ister misin? Selam, Alg.
Wanna race? Hi, AIg.

O alg. -Evet, o tonu kullan.
Yeah, take that tone. It's algae.

Yarışmak ister misin? Selam, Alg.
Hi, AIg. Wanna race?

Büyükler de bu alg parçalarını ararlar.
Giants also seek out this algal flotsam.

Sırf ona özel bu parataların içine yeşil alg koydum.
And I put green algae in these parathas just for him.

Alg. Bir şey soluduğum tüm havayı çalıyormuş gibi hissediyorum.
Algae. I feel like something's stealing all my air.

Ama çok sıcak olduğu zaman alg şeker yapamaz.
But when it gets too hot, the algae can't make the sugar.

Bir şey soluduğum tüm havayı çalıyormuş gibi hissediyorum. Alg.
Algae. I feel like something's stealing all my air.

Fakat bir kaç parça'' alg'' den başka pek bir şey yok gibi.
But there's not much here, besides a few patches of algae.

İlki, 3.5 milyar yıl öncesinden alg fosilleri.
The first is that we have fossils of algae from 3.5 billion years ago.

Vücutlarından su pompalayarak alg ve diğer yenebilir parçaları süzüyorlar.
Pumping water through their bodies they strain out algae and other edible particles.

Çoğu alg türü, bakır sülfatın çok düşük konstrasyonları ile kontrol edilebilir.
Most species of algae can be controlled with very low concentrations of copper sulfate.

Sakalınızda muazzam oranda alg var, sayın başkanım.
You have got a surprising amount of algae in your beard, Mr. President.

Alg kuleleri 3 katlı bina yüksekliğine dek uzanır ve günde yarım metreye kadar büyüyebilir.
The algal towers are as high as a three story house and they can grow by half a meter a day.

Buz eridikçe daha fazla alg suya karışıyor.
As the ice melts, more of the algae are released into the water.

Doğru şartlar altında alg sonsuza kadar üreyebilir onu yakmak için gereken tek yan ürün de su.
Under the right conditions, the algae reproduce infinitely, and the only by-product of burning it, is water.

Olan şeyse şu: mercanlar bir ortak yaşamdırlar ve içlerinde yaşayan şu küçük alg hücreleri vardır.
What happens is that the corals are a symbiosis, and they have these little algal cells that live inside them.

Oksijen üretimini arttırmak için alg çiçeklenmesini tekrar düşünmeliyiz.
We should reconsider forcing an algae bloom to boost oxygen production.

Bu yöntemlerden biri, alg tomurcuklarının büyümesini hızlandırmak. Böylece fotosentez yoluyla atmosferdki karbon dioksiti çekebilirler.
One method is to stimulate the growth of immense blooms of algae that use photosynthesis to draw carbon dioxide from the atmosphere.

Bununla birlikte soğutma suyu içindeki ısı transferini olumsuz etkileyen alg ya da bakteri içeriği ya da mineral birikimi nedeniyle ısıl verimleri düşebilir.
Nevertheless, they may become internally fouled during operation by bacteria or algae in the cooling water or by mineral scaling, all of which inhibit heat transfer and reduce thermodynamic efficiency.

Doğru şartlar altında alg sonsuza kadar üreyebilir… onu yakmak için gereken tek yan ürün de su.
And the only by-product of burning it, is water. Under the right conditions, the algae reproduce infinitely.

Üçüncü yöntem( 1950de araştırmacılar tarafından başlıca araştırılmış yöntem) alg hücrelerinin fotosentetik aktivitesi tarafından üretilen O2nin, kimyasal ya da mekanik olarak ortadan kaldırılmasıdır.
The third track, mainly investigated by researchers in the 1950s, is chemical or mechanical methods of removal of O2 produced by the photosynthetic activity of the algal cells.

Ve çok sayıda sünger, yeşil alg Resif milyonlarca yılda gelişip büyüdü ve gözle görülemeyecek kadar küçük hayvana yuva oldu.
And animals too small to see. The reef flourished and grew for millions of years, and was home to multitudes of sponges, green algae.

Ziyaretçileri buldukları alg, parazit ve ölü deriyi… yiyerek temizliyorlar.
That they can find. They clean the visitors picking off any algae, parasites and dead skin.

Ziyaretçileri buldukları alg, parazit ve ölü deriyi… yiyerek temizliyorlar.
Parasites and dead skin that they can find. They clean the visitors, picking off any algae.

Ziyaretçileri buldukları alg, parazit ve ölü deriyi… yiyerek temizliyorlar.
They clean the visitors, picking off any algae, parasites and dead skin that they can find.

Ayrım yapmadan beslenirler alg ararken hem kayaları hem de mercanları alırlar.
They are indiscriminate feeders, taking both rock and coral alike in their quest for algae.

Odada es geçilen son bir gerçek daha var, alg, bakteri ve mantarlardan gelen ve hayat ağacının her tarafında bulunan proteinlerin kendileri.
There's one last elephant in the room, the proteins themselves, which come from algae and bacteria and fungi, and all over the tree of life.