BILEĞIM ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

my ankle
my wrist
bileğimi
elim alçılı yapmaya çalışırdım bileğimi
kolumdan
my wrists
bileğimi
elim alçılı yapmaya çalışırdım bileğimi
kolumdan

Bileğim Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bileğim.
My wrist.
Ah, bileğim.
Ah, my ankle.
Bileğim acıdı.
My wrist hurts.
Ve bu Bileğim içindi!
And this is for my ankle.
Bileğim acıyor.
My wrists hurt.
Çabuk ol. Bileğim acıyor.
Hurry up, my wrists hurt.
Bileğim acıyor Joey.
My wrist hurts, Joey.
Ne oldu?- Bileğim acıyor.
What happened?- My ankle hurts.
Bileğim yanlış yerde mi?
My wrists are wrong…?
Ne oldu?- Bileğim acıyor?
My ankle hurts.- What happened?
Bileğim karıncalanıyor.
My wrists are tingling.
Dominick, bileğim çok acıdı.
Dominick, um, my wrists really hurt.
Bileğim kırılmış. Dur!
My ankle is broken. Stop!
O zaman diğer elini kullan! Bileğim acıyor.
Then use the other hand! My wrist hurts.
Bileğim. Burası ve burası.
My ankle, here and here.
Takma kirpik ve bileğim için de bir bant almalıyım.
I have to get an eyelash and tape for my ankle.
Bileğim acıdığı için ağlıyorum.
I'm crying because my ankle hurts.
Geçen hafta birinin üstüne bastım, neredeyse bileğim dönüyordu.
Stepped on one last week, I nearly turned my ankle over.
Bileğim. Seni bir yere götüreceğim.
My ankle. I will take you to a place.
Ryan, benimle dalga geçme. Strese girdiğimde, bileğim acıtıyor.
Ryan, don't tease me--when I get stressed, my ankle hurts.
Bileğim. Dün spor salonunda kesilmişti.
I cut it yesterday at the gym.- My ankle.
Tekrar oyma resimlere dönmek istiyorum ama… Bileğim ve gözlerim.
I would like to go back to my etchings… but my wrists and my sight are.
Bileğim hâlâ biraz kırık. Robert Gundy.
My wrist is still a little broken. Robert Gundy.
Evet, bileğim için bir şey bulmaya çalışıyorum.
Yeah, I'm trying to find something for my wrist.
Bileğim dönüyor ve dengemi kaybediyorum… her seferinde.
My ankle is turned and I don't quite hold every time.
Bana bileğim için bir şeyler verdi ve sonra gittim.
He gave me something for my wrist and then I left.
Bileğim iyileşti ama buradaki bileğim asla.
My wrist healed, but my wrist in here… never did.
Bana bileğim için bir şeyler verdi ve sonra gittim. Hayır.
He gave me something for my wrist and then I left. No.
Bana bileğim için bir şeyler verdi ve sonra gittim. Hayır.
He… he gave me something for my wrist, No. and then I left.
Bana bileğim için bir şeyler verdi ve sonra gittim. Hayır.
No. He… he gave me something for my wrist, and then I left.
Sonuçlar: 263, Zaman: 0.0172

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Ingilizce