FEMINEN ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• feminine
• effeminate

Feminen Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Hayır, çok feminen.
No, too girly.

Benim gibilere feminen evlat diyorlar.
I'm what's known as a feminine junior.

Feminen Japon bekarlığa veda partisi yattı.
The froofy Japan bachelor party is off.

Zambaklar fazla feminen.
But lilies, they're feminine.

Bu feminen bardaklardan gerçekten nefret ediyorum.
I really hate these effeminate glasses.

Ben yaptım çünkü benim de feminen becerilerim var.
I did this because I'm feminine too.

Kuzeydoğulu. Feminen gey ve hayat dolu. Sanatçı.
Fem gay, and full of life. Artist, Northeasterner.

Seksi olmadığından değil sadece azıcık feminen.
Not that it isn't sexy, just slightly emasculating.

Feminen olarak, uyuşturucu bağımlılığı manasında değil.
In a, in a, in a feminine, non-skanky.

Fransızcada kelimelerin çoğu'' e'' ile biter, yani feminen.
In French, most words ending in"e" are feminine.

Butch veya feminen olsa ne fark eder ki?
You know what, what difference does that make whether someone is butch or femme?

Christy Sherman kadar sevimli ya da Kelly Peterson kadar feminen değildim.
I wasn't as pretty as Christy Sherman or as feminine as Kelly Peterson.

Asla şahit olmadım… böyle kaba ve feminen davranışlara, Bu büyük bir nankörlük.
Never have I witnessed such coarse and unfeminine behavior, such ingratitude.

Ya da duyarlı olmak olmadığını biliyorum. Artık eşcinsel olmanın feminen, havalı.
Because now I know that being gay doesn't mean a guy has to be effeminate or flamboyant or sensitive.

Asla şahit olmadım… böyle kaba ve feminen davranışlara, Bu büyük bir nankörlük.
Such ingratitude. Never have I witnessed such coarse and unfeminine behavior.

Ya da duyarlı olmak olmadığını biliyorum. Artık eşcinsel olmanın feminen, havalı.
Because now I know that being gay doesn t mean a guy has to be effeminate or flamboyant or sensitive.

Bence burada maskülen ve feminen arasındaki dengeyi çok iyi sağladınız.
And feminine and how it's played out. What you have done so well here is that balance between masculine.

Kadınlarla konuşmakta güçlük çekiyorum veya kadınların etrafında konuşmakta hatta feminen erkeklerle bile konuşmakta.
I have such difficulty speaking to women, or around women… or at times even effeminate men.

Artık eşcinsel olmanın feminen, havalı ya da duyarlı olmak olmadığını biliyorum.
Because now I know that being gay doesn t mean a guy has to be effeminate or flamboyant or sensitive.

Yani sence kadın cesetlerindeki aşırılığın sebebi baştan çıkarıcı feminen biçimi cezalandırmak mı?
So you think this aggressive overkill on the female bodies might be his desire to punish the feminine form for inspiring temptation?

Artık eşcinsel olmanın feminen, havalı ya da duyarlı olmak olmadığını biliyorum.
Because now I know that being gay doesn't mean a guy has to be effeminate or flamboyant or sensitive.

Feminen ürünler. Bir sürü üniforma tişörtü ve şortu, iki takım nevresim, iki takım havlu, sabunlu tuvalet kiti, şampuan.
Two sets of sheets, two sets of towels, toiletry kit with soap, shampoo, feminine products. About a zillion of those uniform T-shirts and shorts.

Bazı insanların dilediği gibi her zaman feminen değil, doğru ama o orijinal.
It is true, she isn't always as feminine as some people would like her to be, but she's an original.

Uc tekerlekli bir araba: yavas, feminen, seffaf, icindeki insanlari gorebilirsiniz. Arabayi durme sekliniz degisir.
A three-wheeled car: slow, feminine, transparent, so you can see the people in there. You drive different.

Bazı insanların dilediği gibi her zaman feminen değil, doğru ama o orijinal.
It is true, she isn't always as feminine but she's an original. as some people would like her to be.

Ve kendisini son derece feminen biçimde gerçek bir kadın'' olarak sunuyordu. O, yüksek profilli ilk ulusal kadın adaydı.
She is the first national high profiled female candidate who presented herself in very feminine terms as a"real woman.

Bazen Almanyadan gelen eleştirilerde Bay Devlinin inanılmaz maskulen eseri feminen bakış açısından da faydalanabilirdi.
Would have benefited from reading the feminine aspects of the text. so I do get reviews in Germany, which say, Herr Devlin's incredibly masculine work.

Ve kendisini son derece feminen biçimde gerçek bir kadın'' olarak sunuyordu. O, yüksek profilli ilk ulusal kadın adaydı.
She is the first national, high-profile, female candidate who presented herself in very feminine terms… as a"real woman.

Siyah kuru üzüme bayıldım. güzel, feminen bir sunum ve ben kremalı şekerlemenizdeki.
And I absolutely love the black currant in your buttercream frosting. Well, this is such an elegant, beautiful, feminine presentation.

Ve kendisini son derece feminen biçimde gerçek bir kadın'' olarak sunuyordu. O, yüksek profilli ilk ulusal kadın adaydı.
She is the first national, high-profile, female candidate as a"real woman. who presented herself in very feminine terms.