HESAPTA ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• account
• at math
• bill
• accounts
• an accounting
• unpredictably
• to calculate

Hesapta Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

İki hesapta.
Two accounts.

Hesapta anlaşmıştık.
Our accounts are settled.

Evet, her iki hesapta.
Yes, both accounts.

Hesapta para vardı.
There's money in the account.

Çünkü erkekler hesapta daha iyiler. Niye?
Cause men are better at math. Why?

Hesapta bir hata olmuş. Sakin ol.
There was an accounting error. Relax.

Çünkü erkekler hesapta daha iyiler. Niye?
Why? Cause men are better at math.

Hesapta bir hata olmuş. Sakin ol.
Relax. There was an accounting error.

Niye? Çünkü erkekler hesapta daha iyiler.
Why? Cause men are better at math.

Bekle, hesapta ismi olmalı.
Wait, his name should be on the bill.

Niye? Çünkü erkekler hesapta daha iyiler?
Cause men are better at math. Why?

Hesapta Bergeronun numarası vardı.
Whichhadon an account Bergeron's number.

Vasiyet ortada hesapta pek fazla birşey olamaz.
Judging by the will, there can't be much on the account.

Hesapta bakiye yokken nasıl ödeme yapacağız?
How do we pay the bills, when the account has no balance?

Ona Cayman Adalarındaki hesapta 282 bin dolarımın olduğunu söyle.
Tell him $282,000 in a Grand Cayman account, and that's it.

O hesapta para olmadığını bilen tek kişi benim.
I'm the only one who knew there is no money in that account.

Ona Cayman Adalarındaki hesapta 282 bin dolarımın olduğunu söyle.
And that's it. Tell'im 282 grand in the Grand Cayman account.

Bu hesapta çok fazla kayıp para var. Kendin kontrol et.
The account is missing a lot of money. check it yourself.

Ayrı ve sorunlu olan her şeyi toplayıp tek hesapta birleştirdi.
It combined everything that was separate and sloppy into one account.

Sadece hesapta adı olanlar Bay Ruizin odasına geçebilirler.
Only those on the account are permitted in Mr. Ruiz' offices.

Sen o hesapları haber verdiğin sırada hesapta dört milyon dolar vardı.
They had a balance of $4 million. When you flagged those accounts.

Hesapta olmayan bir kişi, hala bankada bir yerlerde.
There is still one somewhere inside the bank that is unaccounted for.

Hiç içki dökmedin, yemek siparişi karıştırmadın veya hesapta bir eksiğin olmadı.
You haven't spilled a drink, mixed up a food order or short-changed a bill.

Şu hesapta iki faktörlü doğrulama numarası olarak kayıtlı.
It's registered as a two-step verification number on this account.

Ve? Enteresan olan, bu hesapta Franklin Juradonun yanında gözüken isim.
And? What's interesting is who's listed alongside Franklin Jurado's name on this account.

Hesapta olmayan her şey muhtemelen Pendleton Kampına gönderilmiştir.
Anything unaccounted for was probably sent to Camp Pendleton for spares.

Ve? Enteresan olan, bu hesapta Franklin Juradonun yanında gözüken isim?
What's interesting is who's listed alongside Franklin Jurado's name on this account. And?

Her hesapta 10 milyon dolar var, günlük 20 bin dolar kâr payı ödeniyor.
Every bank account has $10 million and every day you pay dividends of $20,000.

Ve? Enteresan olan, bu hesapta Franklin Juradonun yanında gözüken isim?
On this account. What's interesting is who's listed alongside Franklin Jurado's name And?

Ve? Enteresan olan, bu hesapta Franklin Juradonun yanında gözüken isim.
What's interesting is who's listed alongside Franklin Jurado's name And? on this account.