Kemik Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kemik külü.
Et çıkacak, kemik inecek.
Kemik bıçağı nerede?
Bir deri bir kemik baksana.
Kemik odasını bulmaya.
Combinations with other parts of speech
Baba! Zaja yine kemik bıçağını almış.
Kemik aralığına geçiyorum.
Seni aptal kemik kıçlı küçük kaltak!
Kemik odasını arıyoruz.
Sadece paketlenmiş kemik olduğunu düşün.
O kemik kıçınızı sallayın!
Baba! Zaja yine kemik bıçağını almış.
Kemik bıçağını üstünde kullanmayacağım söz.
Ne oluyor? O kemik kıçınızı sallayın!
Onların sırt kılları, sert ve sıralı sivri kemik plakaları bulunurdu.
Zaja yine kemik bıçağını almış. Baba!
Dostum siz ikiniz sanki bir çift kemik kuş çocuğusunuz.
Zaja yine kemik bıçağını almış. Baba!
Tam oturmayan yüksek topuklu ayakkabıların sebep olduğu kemik büyümesi hastalığı.
Bir deri bir kemik değil Endamını bilir herkes.
Hey ben duvarlardan geçiyorum, sen kemik çiviler fırlatıyorsun.
Ve sana 2 kemik ve bir bardak süt üzerine bahse girerim.
Rygel! Seni aptal kemik kıçlı küçük kaltak!
Kemik 1,400 derecede kömürleşir… ama buna 2,100, 2,200 derece diyebilirim.
Onu tanıyorsun, kemik bulmuş köpek gibi.
Kemik 1,400 derecede kömürleşir… ama buna 2,100, 2,200 derece diyebilirim.
Kurbanın üst dişlerinin kemik duvarları çevresinde çatlamalar buldum.
Kemik odası. Daha ihtiyaç duyulmadan on yıl önce ıslahhane kurulabiliyor!
Artan oksijen oranı daha büyük kemik iskeletlerinin büyümesine ve gelişmesine izin veriyor.
Ve 4. parmaklardaki kemik gelişimlerine dikkat et--… orta kısımdaki parmaklar.