OKUL MÜDÜRÜ ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• principal
• headmaster
• school principal
• school director
• schoolmaster
• school superintendent
• school principals
• the school commissioner
• school president

Okul müdürü Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Okul müdürü.
School principal.

Saygıdeğer okul müdürü.
Esteemed Headmaster.

Çünkü okul müdürü zaten biliyor.
Because, headmaster already knows.

Vergi müfettişi, yani küçük çapta insanlar. devlet memuru ya da okul müdürü.
School principals, men of minor authority. Tax inspectors, civil servants.

Ye-seo kang okul müdürü.
Kang ye-seo, school president.

Bu okul müdürü Martinez. WaIter.
WaIter! This is Principal Martinez.

Hazır mısınız? Demek öyle okul müdürü, Şeytana inanmıyorsunuz!
You do not believe in the devil! So, schoolmaster, Ready?

Okul müdürü, o çok hastaydı. Kim?
Who did? The schoolmaster, he was very sick?

Bugün okul müdürü oldu.
He's the school principal from today.

Okul müdürü, bu sabah bunu faksladı.
The headmaster faxed this to us this morning.

Bir keresinde okul müdürü ile gelmiştim buraya.
I came here once before, with the Headmaster.

Okul müdürü Tomu odasına çağırdı.
The school principal called Tom into his office.

Alerji falan sanmıştım ama okul müdürü beni zorla gönderdi.
I thought it was allergies, but my principal made me come in.

Sadece okul müdürü Bay Jiangla konuş.
Just talk to the schoolmaster, to Mr. Jiang.

Derhal seni düşündüm. Okul Müdürü, yeni bir öğretmen istediğinde.
When my school director asked for a new teacher, I immediately thought of you.

Okul müdürü, fransızca öğretmenin yatağında.
The headmaster in the French teacher's bed.

Babası okul müdürü ve din adamıydı.
His father was an educator and school director.

Okul müdürü sana endişeli gibi geliyor mu?- Tamam?
Okay. Did the school principal seem tense to you?

Bay Kaan, okul müdürü sizi görmek istiyor.
Mr. Kaan, the headmaster would like to see you.

Okul müdürü sana endişeli gibi geliyor mu?- Tamam.
Did the school principal seem tense to you?- Okay.

Demek öyle okul müdürü, Şeytana inanmıyorsunuz!
So, schoolmaster, you do not believe in the devil!

Okul müdürü ile otomatik satış makinesi hakkında konuştun mu?
Did you talk to the principal about the vending machine?

Görünüşe göre, okul müdürü Cox öğrencilere verdiğim tavsiyelerden hoşlanmıyormuş.
Apparently, principal Cox doesn't like the advice I give to students.

Okul müdürü, Bayan Steel yarın beni tekrar görmek istiyor.
The principal, Ms. Steel, she wants to see me again tomorrow.

Şimdi okul müdürü olduğu için bana teşekkür etmeli Türkiyedesin.
Now thanks to me, he is the headmaster.

Okul müdürü ile birkaç öğretmen. Karakoldan da bir iki kişi.
The principal and a few other teachers… and one or two in the police.

Okul müdürü'' Gülme Haftası'' ile ilgili konuşmak için seninle görüşmek istiyor.
The principal wants to talk to you about"Smile Week.

Okul müdürü Mare Saveska,'' Bu sadece geçici bir çözüm olur.'' dedi.
This is only a temporary solution," said school principal Mare Saveska.

Okul Müdürü, yeni bir öğretmen istediğinde… derhal seni düşündüm.
When my school director asked for a new teacher… I immediately thought of you.

Okul müdürü Hewson kalkınma bürosunda çalışmam için bana iş teklifinde bulundu.
Principal Hewson offered me a job in his development office today.