ONU TAKIP EDIYOR ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• is following her
• pursuing him
• is tracking her

Onu takip ediyor Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Onu takip ediyor!
He's chasing it!

Dişi de onu takip ediyor.
And she follows.

Onu takip ediyor.
She's tracking him.

Birisini onu takip ediyor.
Someone's following her.

Onu takip ediyor.
She's following him.

Sanırım onu takip ediyor.
I think he's following him.

Onu takip ediyor.
The python's following her.

Hayır. Abby onu takip ediyor.
No. Abby's tracking her.

Başarılı olacaktır. Seven of Nine onu takip ediyor.
Seven of Nine is pursuing him.

Abby onu takip ediyor.
Abby's tracking her.

Şimşek McQueen onu takip ediyor!
Lightning McQueen is chasing him!

Nell onu takip ediyor.
Nell's been tracking her.

Delirmiş güruh onu takip ediyor.
The frenzied mob is following her.

Kont ise onu takip ediyor. Lupin kaçtı!
The Count is angrily pursuing him! Lupin has escaped!

Sanki Ölüm Tanrısı onu takip ediyor.
It's like the God of Death is following her.

Bu olaylar onu takip ediyor gibi görünüyor.
These incidents seem to be following him.

Lee Kyung Wanın adamları onu takip ediyor.
The guy with Lee Kyung Wan, is following her.

Seven of Nine onu takip ediyor, verimlidir, başarılı olacaktır.
Seven of Nine is pursuing him.

Lupin kaçtı. Kont ise onu takip ediyor.
The Count is angrily pursuing him! Lupin has escaped!

Charlie onu takip ediyor, araştırıyor.
Charlie's been staking her out, investigating her..

Evinin koridorlarında büyük bir böcek onu takip ediyor.
Through the corridors in his house a large beast pursues him.

Mike Doyle onu takip ediyor.
Mike Doyle is in pursuit.

Eğer onun kaçmasına izin verdiyse, onu takip ediyor olabilir.
If he let her escape, he could be following her.

Bir de, birinin onu takip ediyor, izliyor olabileceği.
Also, somebody may be following her, watching her..

Aynasızlar da onu takip ediyor!
Now the cops are following him, too!

Malcolm Crowley onu takip ediyor, tedirgin ediyormuş.
Malcolm Crowley had been following her, bothering her..

Ama birileri onu takip ediyor.
But someone is tracking her.

Başka biri onu takip ediyor.
Someone else was following her.

Aynı kadın onu takip ediyor.
The same woman is following her.

Bugünlerde onu takip ediyor.
He's been following her these days.