Asemptomatik Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ona asemptomatik olmadığımı söyle.
Bunlar genellikle küçük ve asemptomatiktir.
Genellikle asemptomatik ve tesadüfen ortaya çıkarlar.
Çoğu HPV enfeksiyonları asemptomatiktir.
Asemptomatik bakteriüri bile tedavi edilmelidir.
Buna rağmen hastaların çoğu asemptomatiktir.
Bu durum asemptomatik bakteriüri olarak bilinmektedir, tedavi gerektirmez.
İki yıl önce teşhis edildi ve her zaman asemptomatik olmuştur.
Asemptomatik seyreden subklinik form, TSH seviyesi azalmış, T4 normaldir.
Bu onun grafik diyor ki Bir kaç hafta önce onu gördüm ve o asemptomatik oldu.
Bu durum asemptomatik bakteriüri olarak adlandırılır ve tedaviyi gerektirmez.
Insan immün yetmezlik virüsünün neden olduğu asemptomatik enfeksiyon[ HIV]( Z21).
Hastalığın asemptomatik veya atipik formları olan annelerden, hasta çocuklar vakaların% 70inde doğarlar.
Enfeksiyonun kaynağı hasta bir kişi veya asemptomatik bir bakteri taşıyıcısıdır.
Birçok hastanın yaşamı boyunca, böbrek adenomu saptanmaz,çünkü genellikle tamamen asemptomatiktir.
Bu antijenin bir analizi, hastalıkları gizli, asemptomatik bir aşamada tespit etmeyi mümkün kılar.
Hastanın isteği üzerine, hastanın herhangi bir nedenle başarısız olmaksızın çıkarılmasını istediği küçük asemptomatik lipomdan kurtulabilir.
Yetişkinlerde, asemptomatik hastalık vakalarının sayısı daha azdır, ancak oran aynı zamanda yüksek bir değere ulaşabilir ve% 50ye ulaşabilir.
Eğer idrarda önemli miktarda bakteri bulunuyor ancak hiçbir semptom görülmüyorsa,bu durum asemptomatik bakteriüri olarak adlandırılır.
Ek olarak, bazı durumlarda, hepatit Anın genellikle asemptomatik olduğu, ancak bir kişinin hala bir enfeksiyon kaynağı olduğu akılda tutulmalıdır.
Biyokimyasal testler ve filtre organının biyopsisinden sonra,doktorlar hastalığın kronik formunun asemptomatik seyrini giderek daha fazla teşhis ediyorlar.
Görünüşe göre bu köpekler şefkatli ve asemptomatiktir, ancak aslında, tabutlar nadir inatçıdır ve efendilerini kendilerinden türetme konusunda çok iyidirler.
Bu patolojinin epidemiyolojisi, kadınların yaklaşık% 5inin hamileliğin üçüncü trimesterinde bu patolojiye sahip olduğu vekadınların% 85inde asemptomatik olduğu şeklindedir.
Bazıları neredeyse görünmezdir ve asemptomatiktir, ayrıca hastanın sadece renkle değil aynı zamanda döküntülerin büyüklüğüyle de karıştığı durumlar da vardır.
Daha kanser ortaya çıkan, erkeklerde prostat kanseri çok tehlikeli bir kanser,çünkü gelişen ve neredeyse asemptomatik ve tespit genellikle sadece metastaz aşamasında, örneğin, omurga.
Asemptomatik ateş, böbrek hasarı riski yüksek sistemik hastalıklar ve profilaktik muayeneler, bir Nechiporenko analizini reçetelemek için temel olabilir.
Yaşlılık diyabeti olarak da bilinen bu tür hastalık başlangıçta asemptomatik görünür ve başlangıçta yorgunluk, yanma ve sık görülen diürez gibi tipik semptomlar ortaya çıkmaz.
Yaşa spesifik CD4+ T-lenfosit yüzdesi% 25 olan, asemptomatik HIV enfeksiyonlu[ CDC Sınıf 1] 12 ay-12 yaş arası kişiler 12 hafta arayla 0.5 ml lik iki doz almalıdır.