Bir harabe Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir harabe.
Burası bir harabe.
Kalenin aşağısı, şimdi bir harabe.
Bu bir harabe!
Burası sadece bir harabe.
Sen bir harabesin Joe.
Büyük bir harabe.
Fiziksel bir harabeye göre hiç fena değil James.
Otobüs tam bir harabe.
Sen de bir harabede yaşıyorsun.
Bu ev, bu ev bir harabe.
Bu evin bir harabe olduğunu söylemiştim.
Onlardan kurtulup geriye bir harabe bıraktı.
Neredeyse bir harabe olduğunu biliyorum. Birkaç defa gitmiştim.
Burası bir harabe.
Kalbiniz bir harabe.
Erkekler Derneği orayı devralmadan önce, tam bir harabeydi.
Yakında bu ev bir harabe olacak.
Ancak bugün Hicaz Demiryolu paramparça bir harabe.
Kalenin aşağısı, şimdi bir harabe, Neşe ve keyif eskiden vardı.
Eskiden tertemizdi Şimdi ise bir harabe.
Van Paasen araya girdi:“ Fakat bir harabe yığını üzerinde oturuyor olacaksınız.”.
Bu ev senin gülümsemen olmadan bir harabe adeta.
Terkedilmiş bir harabe sanmıştık merakımıza da karşı koyamadık.
On sene içerisinde şehir unutulmuş bir harabe olacak.
Sony The Last Guardian yeniden açıklandı, Colossus alkışlanan macera oyunları Ico ve Shadow yaratıcısı merakla beklenen üçüncü oyunu,hangi dev bir kuş/ köpek şey yardımı ile bir harabe keşfetmek küçük bir çocuğun kontrolü size verir.
İşsizim, kariyerim yok… Evim hep bir harabe gibi. Çok teşekkürler.
Yıldır annemin kalbi yıkıntılarla dolu bir harabe olarak kaldı.