Bir kasiyer Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
O bir kasiyer.
Hayır Squidward, sen bir kasiyersin.
Sen bir kasiyersin.
Dört yıl önce basit bir kasiyerdim.
Bir kasiyer, iki tamirci.
Belki bu, dürüst olmayan bir kasiyerdi.
Bir kasiyer almak oldukça kolaydır.
Earl basit bir kasiyerden fazlasıdır!
Beş yıl önce seni işe aldığımda, bir kasiyerdin.
O bir kasiyer değil, müzik dehası.
O şu an restoranda basit bir kasiyer sadece.
Bu imkansız, bir kasiyer eksiğimiz var ve bugün Cumartesi.
Bu, işini bilen ve yerine getiren bir kasiyerdir.
Ben sadece bir kasiyerim ama bana bir ev aldılar.
Son olarak, yarın ekibe yeni bir kasiyer katılacak.
De, bir kasiyeri yaraladığı Zafer Sokağı soygunu.
Dün gece bir benzin istasyonunda bir kasiyer öldürülmüs.
Bir kasiyeri ve babam Kevin Banksi vurarak öldürmüş.
Kocamın arkadaşının bir kitabevi var ve bir kasiyer lazımmış.
Benzin istasyonunda bir kasiyer olan tanık, bir kilise servisi caddeden geçerken yaklaşık 20 el ateş edildiğini duyduğunu söyledi.
Baştaki adamı istiyorlar, oto yıkamacıda çalışan bir kasiyeri değil.
Rus doğalgaz kartıyla ödemek için bir kasiyer hizmetleri talep edebilirsiniz.
Bir kasiyer kendini sayısız temizlik işini yerine getirirken, ağır kaldırma, otopark bakımını ve hatta çöpü çıkarırken bulabilir.
Su anda o polis Hanson mini markete dogru yola çikmistir cebinde yarimcigaralik olan ödü patlamis liseli bir kasiyere nefesinin içki kokup kokmadigini sormak için.
Bu adam Bay Herkes, bay Herkes silahlı bir kasiyeri hesaba katmaksızın bir mağazaya giriyor ve orayı soyuyor.
Wal-Marttan çıkmış işsiz bir kasiyerin kendisini 50 yaşında sanal dünya tasarımcısı olarak yeniden nasıl tasarlayacağını ve Bangladeşli milyonlarca işsiz tekstil çalışanının bunu nasıl yapabileceğini bilmiyorum.
Şehrin dört bir yanından insanlar kolları sıvadı, odayı yeniledi,büyük bir sinema ekranına koydu, bir kasiyer, bir yönetici kiraladı ve sadece bir projektör koymak ve ekipmanı kullanabilecek bir operatör bulmak zorunda kaldılar.