Göle Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Baba, göle bak!
Göle kadar yürüyerek de gidebilirsiniz.
Amy ile göle gidecektik.
Göle gelirken yol böyle değildi, değil mi?
Janet ve Brett bugün göle geldiler.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
göl kenarında
göl kıyısında
kuğu gölümichigan gölügöl evi
gölün dibinde
ateş gölümead gölügölün suyu
göl manzaralı
Daha
Amy ile göle gidecektiniz demek.
Yani Tanrı aşkına arabanı göle batırdım be.
Bu göle her yıl gidiyorsun.
Bekle bi dakika- sen bu göle her sene gidiyor musun?
Göle gideceğiz ve sen de dün akşamı unutacaksın. Anlaştık mı?
Çevresinde göle has canlılar yaşıyor.
Böbreğinin bronzdan kopyasını çıkarttım ve onu göle attım.
Arabasını göle atarım. Hikaye biter.
Birisi onu küvette öldürmüş de sonra cesedi göle atmış gibi.
O zamana dek göle dönüp silahlarımızı bul.
Göle giden yolda sen ve Shooterın önünden geçen adam.
Holyokeun kemiklerini göle bırakmam gerektiğini söyledi.
Mary göle gitmek istiyor ve kürek çekebileceğini iddia ediyor.
Bir gün oralarda yaşayan bir öküz, göle su içmeye gelmiş.
Ya senin göle götürülmeni istesem… hatta seni kendim götürsem?
Evet, cehennemi kasırga köpekbalıklarını göle taşıdığındaydı.
Holyokeun kemiklerini göle bırakmalısın, yoksa herkes ölecek.- Holyokeun kemiklerini mi?
Geçen hafta, Sophie Carlton, 18, göle girmiş, çıkmamış.
Cadı gibi yüzeye çıkıp çıkmayacağına bakmak için takip edip göle attılar.
Bataklıktan geçtikten sonra, göle gelene kadar kendinizi koruyun.
Herneyse, Jenny görevi başarıyla yerine getirdi.- Şimdi göle gidebiliriz.
Ancak bir komşusu Albay ONeillı göle bir şey atarken gördüğünü söyledi.
Yüzyılla önce Çinliler, Vietnamlıları öldürdü ve cesetlerini göle attı.''.
Marsten evinde olmuş sonra da göle getirilmiş olabilir.
Evin yakınlarında bayıltılıp muhtemelen göle yakın bir yerde de tecavüz edildi.