Hâlâ canlı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Hâlâ canlı.
Adam hâlâ canlı!
Hâlâ canlı.
Tabiat hâlâ canlı.
Hâlâ canlı.
Toprak hâlâ canlı.
Hâlâ canlı bir vektör var.
Yeryüzü hâlâ canlı.
O hâlâ canlı!
Organizma hâlâ canlı.
Hâlâ canlı olabilirler mi?
Bu balık hâlâ canlı mı?
Hâlâ canlı, tıpkı bir kuş gibi''.
Ama talep hâlâ canlı.
Hâlâ canlı olmasına inanamıyorum.
Bu felaketin anısı hâlâ canlı.
Fakat hâlâ canlı, ölmedi.
Yavru terepot, yüzeninden, hâlâ canlı.
Sanırım orada hâlâ canlı birileri var.
Onun hâlâ canlı olduğunu farz etmeliyiz.
O videoda Geirmunduru hâlâ canlı görmek çok tuhaf.
Henrikin kanından numune almıştım. Uzaylının hücrelerinin hâlâ canlı olduğunu gördüm.
Sokaklar hâlâ canlı insan yüzleriyle.
Bu da senin ruhunun hâlâ canlı olduğunu kanıtlar.
İçeride hâlâ canlı biri varsa, onunla konuşabilir miyim?
Bu da senin ruhunun hâlâ canlı olduğunu kanıtlar.”.
O kaplanın hâlâ canlı olduğunu gördüğümde çok şaşırdım.
Onun fikirleri hâlâ canlı olarak yaşamaktadır.
Anlamı, içeride hâlâ canlı olan birilerinin olduğu.
Tek fark kişinin hâlâ canlı olması. Böylece herkesle görüşebiliyor.