IÇINDE ne Demek Yunan - Yunan Çeviri S

Zarf
Fiil
μέσα
içeri
içinde
içine
var
medya
araçları
orada
yoluyla
aracılığıyla
yollarla
στο εσωτερικό
στο πλαίσιο
μες
içeri
içinde
içine
var
medya
araçları
orada
yoluyla
aracılığıyla
yollarla
στα πλαίσια
ΜΕΣΑ
içeri
içinde
içine
var
medya
araçları
orada
yoluyla
aracılığıyla
yollarla

Içinde Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Bunların içinde ne var?
Τι περιέχουν αυτά;?
Içinde Kevin Spacey olan herşey izlenmeye değerdir.
Όλες οι σκηνές που περιείχαν τον Kevin Spacey, απλά, θα ξαναγυριστούν.
Biz teorik olarak Güneşin içinde yaşıyoruz.
Πρακτικά ζούμε ΜΕΣΑ στον Ήλιο.
Keşke içinde ne olduğunu bilseydim.
Μακάρι να'ξερα τι περιείχε.
Batı ahlaki çıkmazın içinde olabilir.
Μπορεί να μην είναι στα πλαίσια της ηθικής.
Demokrasi içinde mücadele ediyorlar.
Αγωνίζεται στα πλαίσια της Δημοκρατίας.
Tek soru, dönüştüren iksirin içinde ne vardı?
Το μόνο μου ερώτημα ήταν, τι περιείχε το μαγικό φίλτρο;?
Miğferin içinde bir çeviri cihazı var.
Τα κράνη περιέχουν μια μεταφραστική συσκευή.
Hâlbuki yetinmek aşkın içinde olmayan bir şey.
Εκεί δείχνω κάτι που δεν είναι στα πλαίσια της αγάπης.
İçiyoruz içinde şarabı taşıyan şişelerin şerefine.
Ας πιούμε στα μπουκάλια~~ που περιέχουν κρασί~.
Bugünlerde herkes bunların içinde ne olduğunu bilir.
Αν κάποιος ήξερε τι περιέχουν αυτά τα πράγματα.
Belki içinde bir devlet yetkilisine rüşvet verdiğinizi gösteren kanıtlar vardı.
Ίσως περιείχαν στοιχεία ότι δωροδοκήσατε δημόσιο υπάλληλο.
Sorun şu ki herif içinde ne varsa yok etmiş.
Το πρόβλημα είναι ότι ο τύπος κατέστρεψε ό, τι περιείχε.
Kurbanın boğazında bulduğumuz kurşun kullanılabilir değilmiş, içinde barut yok.
Η σφαίρα από τολαιμό του θύματος δεν ήταν για χρήση, δεν περιείχε καθόλου πυρίτιδα.
Bu çuvalın içinde Emily Gauntın cesedi bulundu.
Αυτός ο σάκος περιείχε το πτώμα της Έμιλυ Γκοντ.
Çünkü teknik olarak uçağın içinde değiller, öyle değil mi?
Επειδή, τεχνικά δεν είναι ΜΕΣΑ στο αεροπλάνο, είναι;?
Salak bir de içinde kasıtlı madde olan bir cep dolusu ilaç bırakmış.
Ο χαζός άφησε επίσης, μια τσέπη γεμάτη χάπια. Που περιέχουν μια εγκληματική ουσία.
Öcalan, Türkiyenin birliği içinde bir çözüm istiyordu.
Ο Οτζαλάν, ήθελε μια λύση στα πλαίσια της ενότητας της Τουρκίας.
Bize içinde yüzlerce tek kullanımlık kodların bulunduğu kasanın yerini söyledi.
Μας έδωσε την τοποθεσία ενός χρηματοκιβωτίου που περιείχε εκατοντάδες κωδικούς μίας χρήσης.
Ne yani bu gözlüğün içinde bu kimyasal silahın formülü mü var?
Έτσι, τα γυαλιά περιέχουν αυτήν την φόρμουλα;?
Arkadaşınıza yardım etmek için iksirin içinde ne olduğunu bilmeniz gerek.
Για να βοηθήσετε τον φίλο σας, να μάθετε τι περιείχε το φίλτρο.
Peki ilk brownienin içinde hiç çikolata olmadığını biliyor muydunuz?
Το ήξερες ότι η πρώτη κέτσαπ δεν περιείχε καν ντομάτες;?
Küp çok önemliydi çünkü içinde Rambaldinin DNAsı vardı.
Ήταν σημαντικό απόκτημα επειδή περιείχε το DNA του ίδιου του Ραμπάλντι.
Bu planların içinde çok miktarda yeni araçların üretilmesi zorunluluğunu görüyoruz.
Στα πλαίσια αυτών των σχεδίων, βλέπουμε την ανάγκη παραγωγής ενός μεγάλου αριθμού νέων οχημάτων.
Sırf bundan dolayı bu sistemin içinde bir çözüm de mümkün değildir.
Καμία άλλη λύση στα πλαίσια του συστήματος δεν είναι δυνατή.
Pandoranın kutusunun içinde dünyanın bütün kötülüklerinin olduğu söyleniyor.
Το Κουτί της Πανδώρας λέγεται ότι περιέχει όλα τα κακά του κόσμου.
Babam iğnenin içinde ne olduğunu bana söylemedi.
Ο μπαμπάς δεν μου είπε τι περιείχαν οι ενέσεις.
İki çocuk, kutunun içinde ne olduğunu bilmediklerini söyledi.
Και οι δύο δήλωσαν ότι δε γνώριζαν τι περιείχαν τα κιβώτια.
Yarın, bu tabakaların içinde olduğu son çantalar Arapa teslim edilecek.
Άυριο η τελευταία απο της θήκες που περιέχουν αυτές τις πλάκες θα μεταφερθούν στον Άραβα.
O dosyaların… onların içinde güya kocanızın Çinlilere sızdırmış olduğu gizli belgeler var.
Αυτά τα αρχεία, περιείχαν απόρρητο υλικό που υποτίθεται διέρρευσε στους Κινέζους ο άντρας σας.
Sonuçlar: 37780, Zaman: 0.0517

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan