Odunlar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Yanmış odunlar.
Odunlara yazık olacak.
İşte odunlar.
Odunları içeri getir.
Artık sadece odunlar.
Odunlar çok nemli.
Pekâlâ, odunlar hazır!
Odunlar nerde, Chavo?
Billy, odunlar nerede?
Odunlar bu yıl hep ıslak!
Tanrılar ve odunlar var.
Bu odunlar yanmıyor.
O ev ve yakılan odunlar.
Odunların hepsi ıslanmış.
Şu kuru odunlar iyi yanar.
Odunlar nerede Scooter?
Baba burada kesilmiş odunlar var.
Odunlar küle döndü ve ateş de sönmek üzere.
Sanırım topladığın odunlar nemliydi, Güçlü.
Ve odunlar tükendiğinde Donarak ölür.
Çocuklar Noel şarkıları söylüyor, şöminede odunlar, ağacın altında hediyeler.
Cesetler ve odunlar ızgaranın üzerine yerleştiriliyor.''.
Golf kulüpleri üç ana tiptir( ütüler, atıcılar ve odunlar) ve her oyuncu oyun sırasında üç tipin de üstesinden gelmelidir.
Bu odunlar biraz nemli ama yine de iş görür.
Kar taneleri beyaz odunlar ve lambalar yapabiliriz.
Ürün farklı türde odunlar yakılarak çıkarılır, ancak en değerli ve kullanışlı ürün ceviz kabuğunun yakılmasıdır.
Ekonomik fizibilite nedenleriyle pahalı odunlar alınmamalıdır, çünkü ladin, köknar veya çam, düzgün işlenmeyle daha az hizmet veremez.
Burada bolluk içinde, tenha karanlık barınaklar( hamamböceği gibi odunlar, parlak ışıktan hoşlanmayanlar) ve bir besin kaynağı da vardır- örneğin, çeşitli organik kalıntıları yiyebileceğiniz bir çöp tenekesi.
Acaba sizin odununuz var mı?
Suyumuz, odunumuz, bir sürü yiyeceğimiz var.