Paylaşmayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Paylaşmayı öğrendim.
Duyguları paylaşmayı seviyorum.
Paylaşmayı sevdiğim için yazıyorum.
Çünkü sevgi paylaşmayı gerektirir.
Yemeğimi paylaşmayı dert etmem Ama yalnız çalışmayı tercih ederim.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
arkadaşlarınızla paylaşınpaylaşmak zorunda
bizimle paylaşmakdeneyimlerini paylaşmakbilgi paylaşmakbir şey paylaşmakpaylaşmaya değer
acısını paylaşıyoruzpaylaşmaya istekli
her şeyi paylaşırız
Daha
Zarflarla kullanım
Fiillerle kullanım
Buzz, Robbie ile paylaşmayı biliyor.
Bana paylaşmayı öğrettin, sevmeyi öğrettin, kardeşliği öğrettin.
Oyuncakçı paylaşmayı hiç sevmez.
Öğrenmeyi ve öğrendiklerini paylaşmayı seviyor.
Adamlar paylaşmayı Sevmiyorlar.
İşbirliği yapmayı ve paylaşmayı öğrenmeliyiz.
Louis paylaşmayı sevmiyor yani.
Önemli olan kardeşle paylaşmayı öğrenmesidir.
Onlar kar paylaşmayı boş mideyle selamlamak olduğunu düşünüyor.
Yaşayarak yardımlaşmayı ve paylaşmayı öğrensinler.
Konumumu paylaşmayı bırakmak istiyorum.
Deneyim ve düşüncelerinizi yorum olarak paylaşmayı unutmayın.
İnsanlar paylaşmayı da öğreniyor.
Sadece bir sonraki toplantıya kadar sosyal ağlarda bilgi paylaşmayı unutmayın.
Bildiklerini paylaşmayı da çok seviyor.
John Bisignano ESPN yorumcusu o zaman mühendisler bilgi paylaşmayı kestiler.
Çocukların paylaşmayı öğrenmesi gerek.
Görüşme yapmak üzere hastaneme geliyorsun ve üçüncü kez bilgileri benimle paylaşmayı reddediyorsun.
Bizim Rus arkadaş paylaşmayı öğrenememiş gibi görünüyor.
Çocuklar küçük yaşta sosyalleşmeli, paylaşmayı ve iletişim kurmayı öğrenmeli.
Aşık olmak, herşeyi paylaşmayı gerektirir… zevki de acıyı da.
Cristina, anlaşılan birinin paylaşmayı öğrenmesi gerekiyor.
Elbette, sen ganimetleri paylaşmayı seven nadir polislerden birisin.
Benim banyoyu bir grup erkekle paylaşmayı…-… özlemeyeceğim kesin.
Başka çocuklarla oynamayı, oyuncaklarını paylaşmayı ve sırasını beklemeyi öğrenir.