Peçete Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Peçete getireyim.
İçeride peçete var.
Ona peçete vermiştim.
Hayır. Dizin… Onlar peçete.
Buna'' peçete'' denir.
İnsanlar da tercüme ediyor
Gerçek Noel ağacı gibi peçete süsleyin.
Birkaç peçete getireyim.
Peçete almaya gidiyorum.
Birkaç tane peçete ver.
Peçete getireyim mi?
Herkese peçete getiriyorum.
Peçete için teşekkürler.
Sosis, fasulye, peçete… Vay be şarap!
Peçete getireyim sana.
Herhangi birinizde peçete ya da bebek önlüğü var mı?
Yok, hayır, harikaymış. Tabii parlak kusmuklu bir yığın peçete giymek istiyorsan.
Niye peçete isteyeyim ki?
Eskimiş bir pantolonun üstüne peçete koymak çok saçma oluyor.
Bir peçete uzat, Andy amcası.
Çekirdek kabuğu ile peçete arasında ne kadar mesafe vardı?
Kumaş peçete ve ıslak mendil bir arada!
İnsanlar, içeride peçete ve çatal kaşık kullanak yemek yer.
Pennynin peçete kullanmayı bilen bir sevgilisiyle yemek yemek güzeldi.
Kütüphaneciler, evet peçete gibi içinden geçersin ama bir muhafız?
Birkaç peçete buldu ve işe koyuldu.
Deodorant, diş macunu, peçete, iki adet pil ve bir paket prezervatif.
Kumaş peçete kullanmalısınız.
Birisi cebinde peçete unutmuş ve her şeye bulaşmış durumda!
Sally birkaç peçete aldı, başını eğdi ve iç çekerek ağladı.
En iyi dekorasyon peçete- başka bir madde ya da zıt renk kaplaması.