Potansiyeli Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Potansiyeli var.
Gelişim potansiyeli görüyorum.
Potansiyeli var.
Bir de yolsuzluk potansiyeli var.
Potansiyeli vardı.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
potansiyel müşteriler
gerçek potansiyelinipotansiyel tehdit
tam potansiyelinipotansiyel aday
potansiyel yan etkileri
potansiyel alıcılar
potansiyel riskleri
potansiyel tehlike
potansiyel enerji
Daha
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
Çapraz kontaminasyon potansiyeli yok.
Evet, potansiyeli var.
Şimdi de bir kar yağışı potansiyeli söz konusu.
Bence potansiyeli var.
Halk sağIığı üzerine etki potansiyeli çok büyüktür.
Potansiyeli görebiliyor musun?
Sınırsız bir potansiyeli olduğunu söylemişti.
Potansiyeli Zengin Bir Ülkeyiz.
Siz peki Canla bir ilişki potansiyeli görüyor musunuz?
Potansiyeli olmayan birisini mi? Ailesi olmayan birisini mi?
Ama Jack bendeki potansiyeli görüp hayatımı değiştirdi.
Size anlattım, onlar gelmeden önce bile, potansiyeli gördüler.
Satış potansiyeli en yüksek buydu.
Jeologlar, orada büyük bir hidrolik kırılma potansiyeli olduğunu söylediler.
Ama buradaki potansiyeli görmeni istiyorum, Rich.
İlişkileri kötüleştikçe başarısızlık için cezalandırma potansiyeli artar.
Yunanistanın turizm potansiyeli iyimser bir hava yaratıyor.
Potansiyeli gerçekleştirmenin etkileyici gösterisi işte budur.
Orası altın madeni gibiydi. Büyük potansiyeli vardı ama sonra o afişi astılar.
Şiddet potansiyeli ve Bay Pritchardın tutuklanma oranı% 98.
Yüzyıl Avrupasında çay büyük potansiyeli ile pratik bir üründü.
Dinlenme potansiyeli gelişmeden, hayır olmazdı. aksiyon potansiyeli.
McCormack, bağımsızlık verilmediği takdirde Kosovada istikrarın bozulması potansiyeli konusunda da uyardı.
Ondaki potansiyeli çok uzun süre önce görmüştüm ve şu anda o seviyeye erişmiş durumda.
Başarı potansiyeli doğru implant büyüklüğü ve şeklinin seçilmesiyle artar.