Sabah Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sabah Biraz gürültülü.
Odasında tek başına, sabah üçe, dörde kadar ağlardı.
Sabah bir yere gitmem lazım.
Sakın'' Çok güzel bir sabah'' deme yoksa seni vururum.
Her sabah ve akşam dişlerimi fırçalarım.
İnsanlar da tercüme ediyor
Annem, Bayan Price, bu sabah biraz keyifsiz.
Yarın sabah 8 i 1 geçe tekrar senindir.
Bu mektup Bay Fletcherın ailesinden sabah postasıyla geldi.
Nedense bu sabah uyandığımda aklıma gelen şarkı.
Ama babamı benden koparttıktan sonra sabah güneşi ateş gibi yakar olmuştu.
Yarın sabah biz ölü olacağız ama o yaşayacak.
Gece burada kalalım ve… sabah otobüse yetişelim, derim ben.
Sabah buluşuruz, takip edilmeyeceğim bi yerde.
Bobby, bana hemen sabah gazetelerini getirir misin lütfen?
Sabah kahvesinden sonra işimi yapmak için nereye gidebilirdim?
Şüpheli Morrisonı izliyor ve sabah koşusunu yaptığı yerin burası olduğunu buluyor.
Bu sabah çok daha derinden hissettim bu duyguyu!
Beyaz Saray yarın sabah bir savunma toplantısı yapacağını iletti.
Her sabah günün geri kalanını Einar olarak geçiriceğime kendime söz verirdim.
Evrenimizin Berrak ve Sabah Yıldızı, Salvingtonun Cebraili olarak bilinmektedir.
Bu sabah kapıcı oradayken orada ilgini çeken birinin yaşadığını anlamıştım.
Burada olduğu sabah, ev sahibesine borcu olan 30 rubleyi ödemiş.
O sabah beni bürodan aradı ve rıhtımda buluşmamızı söyledi.
Tamam, o sabah işe gittiğini söylüyordun ve.
Her sabah uyandığımda kafamın içinde çalan farklı bir şarkı oluyor.
Yarın, sabah en güzel kıyafetini giymeni istiyorum, tamam mı?
O sabah James Perry ve Elliot Lindberghle birlikteydiniz.
O sabah kahvenin kahvesi, sadece seni dikmekten daha fazlasını yapabilir.
O sabah Frankın erken kalkıp büyük bir… kahvaltı yaptığını hatırlıyorum.
Bu sabah alışkanlıklarından yararlanmaya başladığınızda daha iyi bir gün geçireceksiniz.