Senin ceketini Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Senin ceketini giyiyordum.
Niye bu sürtük senin ceketini giyiyor?
Senin ceketinin cebine.
Bunu buldum. Senin ceketinin cebinde.
Senin ceketini giyip ne yapacak ki?
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
deri ceketkırmızı ceketlisarı ceketmavi bir ceketyeni bir ceketmavi ceketsiyah ceketlispor ceketşu ceketiyeşil ceket
Daha
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
Christopher neden senin ceketini giyiyor?
Senin ceketini giyiyorum, bana biraz bol oldu gerçi.
O buradaydı ve senin ceketini giyiyordu Barry!
Katil senin ceketini giyiyordu.
Ve sonra polis gelip senin ceketini giymesi ve tartışmanızla ilgili sorguya çekiyor.
Bu senin ceketin değil mi?
Sen ceketini çıkarıp Barta vereceksin ve onun ceketini giyeceksin.
Bilirsin işte, senin ceketinde kahverengi tonlarında.
O senin ceketin degildi.
Ve sonrada senin ceketine bakmam gerekecek Johnny.
Bu senin ceketin, değil mi? Evet.
Andrejka, bu senin ceketin.
Şey, bu beni ilgilendirmez, biliyorum… ama Felixin odasındaki senin ceketin, değil mi?
Bunun altında sadece kendimi saklıyorum senin ceketinde bu güvercini ya da kulağında bu yumurtayı saklaman gibi.
Senin ceketin.
O senin ceketin mi?
Sana sürekli üşüdüğümü söylüyordum ama sen ceketini vermeyi teklif etmedin.
Bekle. dışarı 90 derece ve sende ceket var.
Sen ceketleri yere fırlatırken, kadını inandırmak hiç de kolay olmadı.
Birazcık gerçek hayatta olduğu gibi,seni çöp tenekesinden çıkardım, seni ceketim altına soktum, güzel ve sıcak ve seni evime götürdüm.
Senin cesedini arıyorlar. Ceketini iki mil güneyde bulmuşlar.
Senin de ceketini alayım.