Sofrada Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sofrada sigara içme.
Bırakın şimdi sofrada.
O da bizimle sofrada mı yiyecek?
Sofrada savaştan bahsetmeyelim lütfen.
Kız arkadaşın sofrada geğiriyor.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Canım, sofrada cep telefonu yok demiştik.
Ea, yemek ailece sofrada yenir.
Sofrada alet kullanmayacağız demedik mi?
Bu anlattıkların bu sofrada konuşulacak şeyler mi, Tib?
Sofrada silah olmamasını tercih ederim.
Her anne gibi anam sofrada adil bir paylaşım yapardı.
Sofrada mesaj atma konusunda konuşmuştuk.
Bu ilginç tartışmanız sofrada da devam edebilir.
Ancak sofrada üzücü konuları konuşmayalım.
Günlük diyet içinde tüketilenyiyeceklerdeki tuzun ancak yüzde 10-15i sofrada ya da pişirilirken ekleniyor.
Ve lütfen, sofrada sözlerine dikkat et.
Böylece orada kendisine bir aksam yemegi yaptilarve Marta hizmet ediyordu; ama Lazar onunla birlikte sofrada oturanlardan biriydi.
Sofrada akrabaya her zaman yer vardır.
Ama artık istesenizde yiyemeyecek hale geldiğinizde o sofrada kalanları orada bırakın, çünkü onlar da bizim.''.
Bu da sofrada daha çok yemek olması demek.
Sofrada cep telefonunu açık bırakmasını sen öğrettin.
Onlar sofrada biz ise arabada.
Sofrada oturanların hiçbiri, İsanın ona bu sözleri neden söylediğini anlamadı.
Sonra İsa, Mattanın evinde sofrada otururken, birçok vergi görevlisiyle günahkâr gelip Onunla ve öğrencileriyle birlikte sofraya oturdu.
Aynı sofrada aynı ekmeği paylaşan kardeşleriz diyoruz!
Hey! Biz sofrada sikik demeyiz, seni gidi küçük götveren!
Onlarla sofrada otururken İsa ekmek aldı, şükretti ve ekmeği bölüp onlara verdi.
Ve birlikte sofrada otururken, ekmeği alıp onun üzerine şükran duasını yaptı, onu kırdı, sonra onlara verdi.
İsayla birlikte sofrada oturanlar kendi aralarında,« Günahları bile bağışlayan bu adam kim?» şeklinde konuşmaya başladılar.
Hangisi daha büyük, sofrada oturan mı, hizmet eden mi? Sofrada oturan değil mi? Oysa ben aranızda hizmet eden biri gibi oldum.