Unsur Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
İki unsur var.
Unsur makroekonomik politikadır.
Dördüncü unsur da Silahlı Kuvvetler.
Bir evin operasyonu birçok unsur gerektirir.
Masada iki unsur olmalıdır- içecekler ve aperatifler.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Isimlerle kullanım
Bir diğer önemli unsur ise taraflar.
O zaman bile, birçok-- Birçok başka unsur--.
Bir diğer önemli unsur ise genetik.
Bu iki unsur birbiri ile teorik olarak ilgisi olmayan şeylerdir.
Bir diğer çok önemli unsur da egzersizdir.
Fakat bu iki unsur da, doları ayakta tutmaya yetmez.
Hedefe ulaşmak için de en önemli unsur insandır.
Ama pek çok yabancı unsur var…- Bir daha olmayacak.
Kumarın devam etmesi için gereken dört unsur şunlardır:.
Literatürde bu üç unsur yangın üçgeni olarak adlandırılır.
Değeri etkileyen bir başka unsur da yaştır.
Başarısı bu üç unsur arasında kurulan dengeye bağlıdır.
İki markayı birbirinden ayıran tek unsur oyun değil.
İlginç bir belirleyici unsur: Seyahat giderlerinin azaltılması.
Fiyatlar üzerinde etkili olan en önemli unsur oda tipidir.
Bu iki unsur olmadan adeta var olabilmek mümkün değil.
Evrendeki en yaygın iki unsur Hidrojen ve aptallıktır.
Sadece Alerananın bileşiminde saç için yararlı birçok unsur vardır.
Bu faydalar, sınır ötesi unsur taşıyan durumlarda daha belirgindir.
Thea, senin sosyal hayatın yargılanmamda belirleyici unsur olmayacak.
Toprak direncini etkileyen en önemli unsur ise toprağın nemli olmasıdır.
Tütün ürünleriyle ilgili her türlü reklam ve yanıltıcı unsur yasaklandı.
Mülkiyet hakkı içeriği: bir üçlü unsur- konunun otoritesi.
HIV/AIDSe karşı yürütülecek başarılı bir kampanyada pek çok unsur gerekiyor.
Ama daha öncesöylediğim gibi affetmeleri davada sadece hafifletici unsur olarak kabul edilebilir.