AZALMASI Meaning in English - translations and usage examples

• decrease
• declining
• less
• reduced
• reduction
• diminished
• low
• wane
• decreased
• decreasing
• decreases
• decline
• declines
• reductions

Examples of using Azalması in Turkish and their translations into English

Azalması iyi haber.
Less. Good.

Genişleme düzeyi azalması.
Decrease expansion level.

Azalması iyi haber.
Less is good.

Solda solunum azalması.
Decreased breath on the left.

Azalması mümkün değil.
It can't be diminished.

Bu da bizler için işin azalması demek.
That means less work for us.

Satış azalması nedeniyle 2005 yılında üretimi durdurulmuştur.
Discontinued in 2005 due to low sales.

Caribou nüfusunun çoğalıp azalması;
The wax and wane of caribou populations;

Çocukların da azalması garip değil mi?
It isn't strange that children decrease, too?

On adım sonrasını düşünmekte yaşanan kapasite azalması.
Decreased capacity to think ten steps ahead.

Ren Geyiği nüfusunun azalması ve çoğalması.
The wax and wane of caribou populations;

Likidite azalması Balkan bankaları ve ekonomilerine risk oluşturuyor.
Decreasing liquidity a risk to Balkan banks, economies.

Ren Geyiği nüfusunun azalması ve çoğalması.
Of caribou populations;{Y: i}the wax and wane.

Otoimmün bir hastalığın varsa soğuğa maruz kalınca böbrek ağrının azalması gerek.
If you have an autoimmune disease, exposure to the cold should decrease your kidney pain.

Cinsel dürtülerin azalması gözüme çarptı.
Decreased libido" was the one that caught my eye.

Bu bağlamda en etkileyici gelişmeler İstanbul ve Ankaradaki hava kirliliğinin önemli miktarda azalması olmuştur.
The most dramatic improvements were significant reductions of air pollution in Istanbul and Ankara.

İşe yaramazın tekinin azalması topluma faydalı olacaktır.
Society is better off with one less good-for-nothing.

Daha Şubat ayına gelmeden yağışların azalması hiç olağan değil.
These low rain levels don't normally occur until February.

Yerliler, cephanelerinin azalması sonucunda geri püskürtüldüler.
The Indians were ultimately repulsed when their ammunition ran low.

Kadınların libidosunun… yaşla beraber azalması bir efsane.
It's a myth Woman's a wildcat. about the female libido declining with age.

Bazen ihtimallerin azalması katili bulmayı zorlaştırır.
Sometimes decreasing the probabilities makes it tougher to identify the murderer.

Kadınların libidosunun… yaşla beraber azalması bir efsane.
Woman's a wildcat. It's a myth about the female libido declining with age.

Görüş kabiliyetinin azalması. Kendi kendine ilaçlarını alamaman.
Your diminished visual capacity your compromised ability to self-medicate.

Kadınların libidosunun… yaşla beraber azalması bir efsane.
Woman's a wildcat. about the female libido declining with age. It's a myth.

Görünüşe göre yağ izleri azalması gerekirken daha da çoğalıyor, Michael.
The frequency of the oil spots, seems to be growing rather than diminishing, Michael.

Yaklaşma hızı bu iki cismin arasındaki uzaklığın azalması oranında olacaktır.
The closing speed would be the rate at which the distance between the two particles is decreasing.

Büyük düşüş, tüketici güveninin azalması ve devam eden Avro Bölgesi krizinden kaynaklanıyor.
The sharp drop is due to lower consumer confidence and the ongoing Eurozone crisis.

Hiçbir fark edilebilir performans azalması gözlemlenmedi.
No discernible performance decrease was observed.

Fakat sandık merkezinin sayısının azalması yüzünden katılımın düşük olması mümkün.
However, it is possible that turnout could be lower because of the reduced number of polling stations.

Dünyadaki bombacıların bir tanesinin azalması iyi olacaktır diye düşündüm.
I thought one less bomb-maker in the world would be good.