BIR ARAYA GELIP Meaning in English - translations and usage examples

• together and
• come together
• to gather and
• came together
• coming together
• comes together

Examples of using Bir araya gelip in Turkish and their translations into English

Neden tekrar bir araya gelip.
Why don't we come together again.

Bir araya gelip sosyalleşmenin zamanı değil.
This ain't no time to congregate and socialize.

Tüm bu sesler kafamda… ve bir araya gelip, müziği oluşturuyorlar.
Into music. And it comes together.

Biz bir araya gelip birleşmekten bahsediyoruz.
We're talking about combinating and consolidating.

Karşılıklı duygularımızın bir araya gelip… çiçek açacağı an.
When our mutual feelings would come together and… blossom.

İnsanlar bir araya gelip konuşuyor… yiyor ve tapınıyormuş.
People came together to talk, eat, worship.

Biliyorsun, Buffy, bahar balosu öğrencilerin bir araya gelip.
You know, Spring Fling is a time for students to gather and.

Gençler bir araya gelip sevişirdi.
The young would come together and make love.

Bir araya gelip nefeslerini tutarlar. Hiçbiri birbirine bağlantılı değildir.
They come together, and hold their breaths.

Sonra bu altı ses bir araya gelip bir takım haline geldi.
And then those six voices came together as a team.

Bir araya gelip bir şey üzerinde anlaşmaya varın.
It symbolizes an entire school coming together and agreeing upon one thing.

Bu demek değil ki bir araya gelip düğün kutlayamayız.
That doesn't mean we can't come together and celebrate a wedding.

Bir araya gelip bir şey üzerinde anlaşmaya varın.
Coming together and agreeing upon one thing. It symbolizes an entire school.

Cadılar ve ölümlülerin bir araya gelip aynı fıçıdan bira içmesi.
Witches and mortals together, tappin' the same beer keg.

Bir araya gelip esaslı bir değişiklik yapmak için 1 haftamız var.
We have got one last week to come together and shake things up.

Tüm bu sesler kafamda ve bir araya gelip, müziği oluşturuyorlar.
I hear all the sounds in my head, And it comes together… Into music.

Bir araya gelip arkadaş olmanıza sebep olduğuma çok sevindim.
I'm so happy that I could give you a reason to come together and become friends.

Benzer düşünen gençler bir araya gelip toplanırlar, bilirsin?
Where like-minded young adults come together and just gather, you know?

Hepimizin bir araya gelip enerjimizi bir noktada toplamamız gerek.
We need to all come together and focus our energy.

Neden milyonlarca insan her pazar bir araya gelip onun kanını içer?
Why are millions of people coming together each Sunday and drink his blood?

Sonra da bir araya gelip geleceği düşüneceğiz.
And we will get together, and we will think about the future.

Aramızda savaşmakla çok meşguluz… bir araya gelip onları ezmek yerine.
We're so busy warring amongst ourselves. Instead of coming together and crushing them.

Tek işimiz bir araya gelip birbirimize şiir okumaksa.
If all we do is come together and read a bunch of poems to each other.

Bir araya gelip onları ezmek yerine, aramızda savaşmakla çok meşguluz.
Instead of coming together and crushing them, we're so busy warring amongst ourselves.

İnsanlar bir araya gelip dans ediyorlar.
People were gathered and dancing together.

Bir araya gelip ortaklaşa çalıştığımızda olağanüstü başarılar elde edebiliriz.
And when we come together and work as one, we can achieve extraordinary things.

Bu yüzden bir araya gelip bir yazılım yarattık: Ushahidi.
So we came together and we created software called Ushahidi.

Burada bir araya gelip, beklemeye hayır diyen bir topluluk var.
Here is a community that got together, and they said"no" to waiting.

Bu insanlar bir araya gelip… Antonio körfezi için bir mekan oluşturdular.
They came together, they formed the charter for Antonio Bay.

Herkesin bir araya gelip güzel ve akılda kalıcı bir şey yaratması gibi.
Like everybody coming together to create something beautiful and memorable.