BLENDER Meaning in English - translations and usage examples

• blender
• blenders

Examples of using Blender in Turkish and their translations into English

Dört tane blender saydım.
I count 4 blenders.

Blender nerede biliyor musun?
Do you know where the blender is?

Dört tane blender saydım.
I count four blenders.

Blender sadece başlangıç.
The blender's just the start.

Sekste blender olur mu?
Who has sex with a blender?

Blender yutmuş gibi hissediyorum.
I feel like I swallowed a blender.

Herb, şu blender senin mi?
Herb, is that your Vitamix?

Blender başka bir şey var mı?
I-Is there anything else in the blender?

O kadar çok blender çıkıyorum değil;
It's not so much getting out of the blender;

Blender boyutuna portal mı açtınız?
A portal to the blender dimension?

Bize düğün hediyesi olarak blender aldığı konusunda ısrar ediyor.
She insists she got us a blender.

Peki, blender kapakları ne, biliyor.
Well, you know what, blenders have lids.

Neden insanlar düğün hediyesi olarak her daim blender veriyor?
Why do people always give blenders as wedding gifts?

Orada blender gibi duruyor.
It looks like a blender in there.

Blender bozulmuş. Sorun nedir?
The blender is broken! What's the matter?

Bunu az önce bir düğünden blender çalmış olan kız mı söylüyor?
Says the girl who just stole a blender from a wedding?

Blender başka bir şey var mı? I?
I don't know. Is there anything else in the blender?

Bunu az önce bir düğünden blender çalmış olan kız mı söylüyor?
Stole a blender from a wedding. Says the girl who just you're the worst?

Bu blender üzerindedir sonra, sonsuza kadar var.
Once this blender's on, it's on forever.

En azından ona blender gibi değersiz uyduruk bir hediye al.
At least get her a thoughtless, crappy gift.- Like a blender.

Blender bir sincabın ne işine yarar?
What's a squirrel gonna do with a blender?

Penny, blender için teşekkürler.
Penny, thanks for the blender.

Blender, mikrodalga, TV çalışıyordu ve ışıklar kesildi.
And the lights went black. Had the blender, the microwave, the TV going.

O zaman blender kullanmayı biliyorsun.
So you know your way around a blender.

Blender, mikrodalga, TV çalışıyordu ve ışıklar kesildi.
Had the blender, the microwave, the TV going, and the lights went black.

Bu sabah blender sesi duymak istemiyorum.
I don't want to hear the blender this morning.

Blender dergisinin Mart 2009da baskıyı durdurmasına dek burada yazmayı sürdürdü.
He continued to write for Blender until the magazine ceased publication in March 2009.

Herkesin vazo ve blender hakkında neler söyleyeceğini bir düşünün.
Think of what everyone will be saying about blenders and vases.

Birisi blender, taze meyve ve rom mu bırakmış?
Someone left out a blender, fresh fruits, and rum?

Master Blender 1753'' daha sonra Norveçin Kaffehuset Friele kahve üreticisini satın aldı.
Master Blenders 1753 later bought Norway's Kaffehuset Friele coffee manufacturer.