Examples of using Dart in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Aynı dart gibi.
Dart masası da olacak!
Hayır, dart tahtam vardı.
Dart oyunlarında seni özledik.
George bana dart tahtasını verdi.
Combinations with other parts of speech
Usage with adjectives
Usage with verbs
Dart oyununu izleyeceğim.
İstediğimiz kadar dart ve buzlu içecek var.
Dart oynar mısın Sam?
El Caminoyu kullanmasına izin verdim. Dart oynuyorduk.
Dart yıldızlarının menajeri.
Başka bir yer seçmek, harita almak ve dart almak istersin.
Dart yıldızlarının temsilcisi.
Hiç demir parmaklıklar arkasında dart oynayan 2 köpeği gördün mü?
Dart uçurmasını biliyor musun?
Ve bu yeniden şekillendirme dart hangarıyla bağlantımızı tamamen kesti mi?
Dart oyununda para kaybetti.
RoughnReadyde fotoğrafını dart tahtasına asmış bir ödül avcısı var.
Dart oyununda para kaybetmedim.
Betik snapshotları Dart programları snapshot dosyaları olarak derlenebilirler.
Dart oyunu gibi bir şey.
Craig! Dart üzerine yeni noktalar koydum.
Dart oynamıyorsunuz, değil mi efendim?
Sizler dart turnuvasına katılmak ister misiniz?
Dart atarken omuzunu çıkarmıştı.
John Vink, dart nesneleri toplayarak bütün dünyayı dolaşmış.
Dart oyununda hiç iyi olamamışımdır.
Meşhur dart ustası olarak dünyayı gezip dünyayı dolaşacağım.
Dart silahı altı metreye kadar etkilidir.
Dart Takımı için seçilecek son kişi olur genelde.
Dart oyunu ve bira için bazı geceler ofise uğra.