Examples of using Onlara gitmelerini in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onlara gitmelerini söyle.
Dışarı çık ve onlara gitmelerini söyle. Yoksa tetiği çekerim.
Tell them to go away or i will kill him get out.Onlara gitmelerini söyle.
Sam, Pyp( Josef Altin) ve Grenn( Mark Stanley) onun peşine düşünce Jon onlara gitmelerini söyler fakat onlar da Jonu Nöbete geri dönmeleri için ikna ederler.
Pursued by Sam, Pyp and Grenn, Jon tells them to leave, but they convince Jon Onlara gitmelerini söyledim.
I told them to go.Lütfen onlara gitmelerini söyle.
Please tell them to leave.Onlara gitmelerini söyle.
Tell them to go away.Odile, onlara gitmelerini söyle.
Odile, tell them to leave.Onlara gitmelerini söyledim.
Told them to leave.Newmar, onlara gitmelerini söyle.
Newmar, tell them to leave.Onlara gitmelerini söyle.
Tell them to get away.Lütfen onlara gitmelerini söyle.
Just tell them to go please.Onlara gitmelerini söyledim.
I asked them to leave.Ben onlara gitmelerini söyledim.
Onlara gitmelerini söyledik.
We told them to leave.Peki, onlara gitmelerini söyleyin.
Well, tell them to leave.Onlara gitmelerini söyledim.
I told them to get out.Neden onlara gitmelerini söylemedin?
Why haven't you told them to leave?Onlara gitmelerini ben söyledim.
I told them to leave.Neden onlara gitmelerini söylemiyoruz Josh?
Why don't we tell them to go, Josh?Onlara gitmelerini söyleyeceğim.
I will send them off.Onlara gitmelerini söyleyeceğim.
I will tell them to go.Onlara gitmelerini söyleyeceğim.
I will ask them to leave.Onlara gitmelerini söyleyeceğim.
I will tell them to leave.Onlara gitmelerini söyleyeceğim.
I will tell them to go home.Onlara gitmelerini söyledim ve gittiler! .
I told them to leave, so they Onlara gitmelerini söyledim. Onlar da gittiler. .
I told them to go… and they Onlara gitmelerini söylersem geri gelmeyeceklerdir. Geri gelmelerini istemiyorum.
If I tell them to leave, they won't come back.Onlara gitmelerini söylemezsen, ben gitmek zorunda kalacağım.
You don't tell them to leave, I will I have Onlara gitmelerini söylediğimde, ufaklığın teki… şapkasını kaldırdı ve dedi: Evet bayan.
When I told them to go, the little one-Yeah. tipped his hat and said: Yes, ma'am.
