Примери за използване на Olanaklı на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ve sen bunu olanaklı yaptın.
Olanaklı ise saha istikşafı.
O olmadan, hiçbir şey olanaklı değil.
Siz olanaklı görüyor musunuz bunu?
Bu, diğer herşeyi olanaklı kıldı.
Barışı olanaklı kılan erdem, yani hoşgörü, barış kültürünün savaş kültürüyle yer değiştirmesine katkıda bulunur.
Spontan redüksiyon olanaklı değildir.
İlk hücrenin ortaya çıkışının yıldızların ortaya çıkışları kadar olanaklı olduğunu düşünüyorum.
Ve şimdi size, tüm bunları olanaklı kılan kişiyi takdim etmek istiyorum.
Görünen yıldızın gözlemlenen yörüngesinden, görünmeyen nesnenin kütlesinin olanaklı alt sınırı belirlenebilir.
Bu hareketi olanaklı kılacak kişiselleştirilmiş bir elektrokimyasal nöroprotezi tanımlar eğitim sırasında yeni tasarlanmış destek sistemi ile.
Uzun vadede tabii ki, oraya yerleşmemizi de olanaklı kılabilirdi.
Böylece birdenbire her tür yeni kimyasalı üretmek olanaklı oldu sentetik kimyasallara benzerleri daha önce dünyada hiç varolmayan ve her tür amaç için ve ne pahasına olursa olsun.
Ancak teknolojide atılan büyük adımların, yakın gelecekte daha büyük gelişmeleri olanaklı kılacağına inanılmaktadır.
Teklif edilen tüm hizmetlerin kullanımı veödenmesi teknik açıdan olanaklı ve elverişli olması halinde bu verilerin beyanı olmadan anonimleştirilmiş veriler veya takma isim altında izin verilir.
Öte yandan bu çözünürlük de çoğu zaman çalışır vekullanıcı bu konuda en iyi olanaklı kararlılık alır.
Ayrıca konferans salonları ve otel odalarına,Wi-Fi ağı için kablosuz telefonla video konferansı olanaklı kılacak ISDN-BA teknolojili altyapı kurulacak.
Alternatif akım sistemiyle Niagara şelâlelerinin gücünü zapteden Tesla tüm Amerikaya veDünyaya elektrik iletimini olanaklı kılmıştır.
Shifu: Çinde herkesin olayları bilmesi ve bu suretle de Falun Gongu pozitif bir bakış açısı ile öğrenmesi olanaklı değildir, fakat herkes o zavallı adamı lanetlemektedir -işte bu kadar kötü.
Çinlilere ve Perslilere ait kaynaklar,bu konunun uzmanları ve kitapta yazılanlar Cengiz Hanla ilgili bu sıra dışı belgeselin yapılmasını olanaklı kıldı.
Bellek, yeni bileşimler yapma kapasitesi ve sözlü iletişim yeteneği, insanlar arasında biyolojik ihtiyaçlar olmayan gelişmeleri olanaklı kılmıştır.
Ya da, kurumsal durumların ve muğlak politikaların ortaya çıkartacağı, kendiliğinden yeterli tepkileri başlatmayan ve ahlaki olmayan koşulları var etmek olanaklı mıdır?
Olanak sağlıyoruz, gördünüz mü?
Bu ayarları geniş olanaklara sahip ve dosyaları görüntülemenizi sağlar.
Olanaksız sorular olduğunda cevaplar sadece bir yerde olur.
Birçok olanak vardır.''.
Şangayda olanak çoktur!
Olanaksız değil, dostum.
Toplumsal reform olanaksız olduğunda, toplumsal devrim kaçınılmaz hale gelir.