ANGENEHMER MACHEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• keyifli hale

Angenehmer machen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Es kann Sex angenehmer machen.
Seks yapmayı daha keyifli hale getirebilir.

Dies kann den Besitz eines Haustieres noch angenehmer machen.
Bu da hayvancılığın yapılmasını daha cazip bir hale getirmektedir.

Wenn man es angenehmer machen könnte und das nun in acht oder zehn Minuten schafft, Sie können Ihr Fahrzeug nicht finden, es wegfahren, oder es bewegen, umparken oder sonstwo damit hinfahren; sie können kein Taxi bekommen oder die U-Bahn nehmen.
Bunu daha eğlenceli bir yolla ve 8 yada 1o dakikada yaparsanız,… arabanızı bulamazsınız, çıkartıp gittikden sonra,… yeniden park eder ve başka bir yere gidersiniz;… metroya yada taksiye binemezsiniz.

Das alles soll den Abend angenehmer machen.
Geceni hoş yapacak herhangibir şey.

Das Bewusstsein für den Ernährungsbedarf während der Schwangerschaft kann solche Ängste mindern und die Periode angenehmer machen.
Hamilelikte beslenme gereksinimi konusundaki farkındalık, bu endişeleri azaltabilir ve dönemi daha keyifli hale getirebilir.

Ich kann das für alle angenehmer machen.
Bu durumu herkes için rahatlatıcı hale getirebilirim.

Ein Auto in Madrid zu mieten wird Ihren Urlaub oder Ihre Geschäftsreise angenehmer machen.
Madrid Kiralık Araba boş zaman ya da iş gezisi daha rahat yapacaktır.

Sie können unsere kurze Zeit auf dieser Welt angenehmer machen, aber sonst nichts.
Bu dünyadaki kısa vaktimizi daha hoş hâle getirebilir bu ilişkiler ama hepsi bu.

Zugang zu Geld kann Ihren Ruhestand viel weniger holprig und angenehmer machen.
Paraya erişiminiz emekliliğinizi çok daha az inatçı ve daha keyifli hale getirebilir.

Vermisst du Moves, die deinen Orgasmus noch angenehmer machen könnten?
Orgazmlarınızı daha da keyifli yapacak bazı hareketleri mi bilmiyorsunuz?

Solche Elemente sind nicht billig, aber sie können Ihre Visitenkarte origineller und angenehmer machen.
Bu tür unsurlar ucuz değildir, ancak kartvizitinizi dokunuş için daha orijinal ve keyifli hale getirebilirler.

Somit könnt Ihr den Geschmack etwas angenehmer machen.
Tadını biraz daha hoş yapabilirsiniz.

Die fortgesetzte Verwendung von Nikotin kann andere Drogen, wie Kokain, angenehmer machen.
Sürekli nikotin kullanımı, kokain gibi diğer ilaçları daha zevkli hale getirebilir.

Gemeinsam können wir das Spiel noch angenehmer machen.
Beraberce oyunumuzu daha da keyifli hâle getirebiliriz.

Die fortgesetzte Verwendung von Nikotin kann andere Drogen, wie Kokain, angenehmer machen.
Nikotinin sürekli kullanımı kokain gibi diğer uyuşturucular daha keyifli hale getirebilir.

Der New Santa Fe kann das Leben einfacher und angenehmer machen.
Yeni Santa Fe hayatı kolaylaştırır ve daha eğlenceli hale getirir.

Dies wird Ihr Frühstück noch interessanter und angenehmer machen.
Bu, kahvaltılarınızı daha ilginç ve keyifli hale getirecektir.

All das Geld gespart könnte Dir den Ruhestand angenehmer machen.
Her tasarruf miktarı daha keyifli bir emeklilik yaşamanıza yardımcı olabilir.

Eine app wie endless alphabet kann das erlebnis noch angenehmer machen.
Endless Alphabet gibi bir uygulama deneyimi daha keyifli hale getirebilir.

Sie zu verbessern, wird diese Erfahrungen noch angenehmer machen.
Bunları geliştirmek, bu deneyimleri daha da tatmin edici hale getirecektir.

Wahrlich, eine gute Zahnbürste kann das Zähneputzen effizienter und angenehmer machen.
Gerçekten de mükemmel bir diş fırçası fırçalama etkinliğini daha verimli ve keyifli hale getirebilir.

Wahrlich, eine gute Zahnbürste kann das Zähneputzen effizienter und angenehmer machen.
Gerçekten de, harika bir diş fırçası, fırçalamanın etkinliğini daha verimli ve zevkli hale getirebilir.

Bedenke die verschiedenen stressigen Teile deines Leben und finde heraus, wie man sie angenehmer machen kann.
Hayatınızın çeşitli stresli kısımlarını düşünün ve onları nasıl daha eğlenceli hale getireceğinizi öğrenin.

Dabei ist es sehr wichtig, dass Raspberry Ketone Pluses angenehm macht Fett zu reduzieren.
Raspberry Ketone Plus yağ azaltmak için keyifli hale getirmek çok önemlidir.

Manchmal sind es die einfachsten Dinge, die das Leben angenehm machen.
Bazen hayatı keyifli kılan en basit şeyler.

Vielen Dank Rudy für unseren Aufenthalt in Amsterdam einen angenehmen machen.
Amsterdamda bizim kalmak keyifli yapmak için Rudy teşekkür( URL HIDDEN) rahatlatıcı bir zaman vardı.

Ich sollte es diesen Leuten angenehm machen.
Görevim bu insanları rahat ettirmekti.

Sie können es mir angenehm machen.
Beni ancak rahat ettirebiliyorlar.

Forschung zeigt dass einige einfache Anpassungen PE für die Mehrheit der Schulkinder angenehm machen können.
Araştırma gösterir Bazı basit düzenlemelerin okul çocuklarının çoğunluğu için PEyi eğlenceli hale getirebileceği.

Alles was das Leben angenehm macht.
Yaşamı zevkli kılan herşey.