Billigen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Billigen Wein.
Immer noch die billigen Zigarren?
Hala ucuz puro?Die billigen Arbeitskräfte.
Ucuz iş gücü.Nicht diesen billigen Fusel.
Bu ucuz pislik olmasın.Wir billigen Folter nicht.
Biz işkenceyi tasvip etmiyoruz.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Ich trinke keinen billigen Arrak.
Ben ucuz arak içmem.Keine billigen Befragungstricks.
Ucuz anlaşma teknikleri yok.Ich gebe keinen billigen Service.
UCUZ hizmet vermiyorum.Keinen billigen Wein, sondern Champagner!
Şampanyayla yapıyorum! Ucuz şarapla değil,!Nicht diesen billigen Fusel.
Bu ucuz boklardan olmasın.Ich habe keine Schwierigkeiten, Wohnviertel zu finden, wo die Menschen unseren Haushalt billigen.
Wofür? Billigen Schmuck?
Ucuz mücevherlerin.- Neyin?Einen guten, aber billigen.
İyi ama ucuz birilerine ihtiyacım var.Wofür? Billigen Schmuck.
Neyin?- Ucuz mücevherlerin.Und wer sind die Weißen in billigen Anzügen?
Ucuz takım elbiseli beyazlar kim?Ich mag billigen Nervenkitzel.
Ucuz heyecanı severim.Leicht gesagt auf den billigen Plätzen.
Ucuz koltuklardan bunu söylemesi kolay.Dieser Hund, Der Einen Billigen Anzug Trägt Und Gebrauchtwagen Verkauft, Kann Unser Gesamtes Geld Haben.
Ucuz bir takım elbise ve ikinci el araba satan bu köpek tüm paramız olabilir.Schau die an. Sitzt da in ihrem billigen Kleid.
O ucuz elbiseyle orada oturana. Ona bak.Aber mich… billigen Sie nicht.
Ama beni tasvip etmiyorsunuz.Synthetisches Marihuana: Die Hohen Kosten Eines Billigen Medikaments.
Sentetik Esrar: Ucuz Ilaçların Yüksek Maliyeti.Was? Diesen billigen Musik-Video-Scheiß!
Neyi? Şu ucuz video klip saçmalıklarını!Man kann nicht sein Leben lang billigen Wein trinken.
Hayatını ucuz şarap içerek geçiremezsin.Dieser Hund, Der Einen Billigen Anzug Trägt Und Gebrauchtwagen Verkauft, Kann Unser Gesamtes Geld Haben.
Bu Köpek Ucuz Takım Elbise Giymek Ve Kullanılan Otomobiller Satmak Tüm Paramızı Alabilir.Ich hab die Halskette meiner billigen Freundin gegeben.
Kolyeni benim ucuz kız arkadaşıma verdim.Ich nehme an, Sie billigen die ungebührlichen Taten, die an den Leichen der Armen vollzogen werden sollen?
O zaman fakirlerin cesetleri üzerinde dönen bu uygunsuzlukları onayladığınızı varsayıyorum?Schluss mit dem Vulgären, Billigen und Geschmacklosen.
Adi, ucuz ve bayağı şeyler artık yok.Es gibt nur wenige, die sich dessen wirklich bewusst sind, während die meisten die Augen verschließen oder es anteilnahmslos billigen.
Gözlerini yumup bir şey yokmuş gibi davranan çoğunluk da bunu onaylamış oluyor. Her şeyin farkında olanlar az sayıda olsa da.Zusammen mit dem billigen Wodka… Verstehe.
Ucuz votka ile karıştırdım.Das sind die ungenannten Kosten für unseren billigen, fossilen Brennstoff.
Bu ucuz, fosil yakıtlar için ödenilen gizli bedeldir.
