BLEIBENDE SCHÄDEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

Bleibende schäden Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Hat der Junge bleibende Schäden?
Çocukta kalıcı bir hasar var mı?
Sie bleibende Schäden an Organen verursachen.
Organlara kalıcı hasar veriyor.
Sie verursachen aber nur selten bleibende Schäden.
Ama bunlar nadiren kalıcı hasar yaratıyor.
Ich will bleibende Schäden ausschließen.
Kalıcı hasar olmadığına emin oluyorum.
Musik über Kopfhörer hinterlässt bleibende Schäden.
Yüksek sesli müzik kalıcı hasarlar bırakıyor.
Bleibende Schäden werden wohl nicht zurückbleiben.".
Kalıcı hasar bırakmıyor bunlar.
Das wird auch bleibende Schäden hinterlassen.“.
Üstelik bu kalıcı bir hasar bırakıyor.”.
Sie braucht ein Gegengift, ansonsten wird sie bleibende Schäden behalten.
Yoksa hasar kalıcı olacak. Panzehire ihtiyacı var.
Wird er bleibende Schäden davon tragen?”.
Zatüree kalıcı hasar bırakır ?».
Diese verhindern schwere und bleibende Schäden der Augen.
Bu, gözlerdeki ciddi ve kalıcı hasarı önler.
Einige werden bleibende Schäden an ihre endokrine System auch mit PCT erleben.
Bazı endokrin sistemlerine PCT ile bile kalıcı hasar yaşayacaksınız.
Dauert er nur einige Minuten, entstehen kaum bleibende Schäden.
Ancak bu durum sadece birkaç dakika sürer ve kalıcı hasar bırakmaz.
Oder sind bleibende Schäden zu erwarten?«.
Ölümler veya kalıcı hasarların oluşması mı beklenmektedir?”.
Aber ich sehe keine Anzeichen, dass der Angriff bleibende Schäden hinterlassen hat.
Ama, saldırıdan kalan kalıcı bir hasar belirtisi görmüyorum.
Und bleibende Schäden verhindert. Wir haben die Durchblutungsstörungen in Händen und Füßen gestoppt.
Kalıcı hasar oluşmadan ellerindeki… ve ayaklarındaki dolaşımı yeniden sağladık.
Ziel der Behandlung ist es, bleibende Schäden zu vermeiden.
Tedavinin amacı kalıcı hasarı önlemektir.
Zweitens wurde den Teilnehmern vor der Studie undauch währenddessen auf Nachfrage gesagt, dass die Schocks zwar schmerzhaft, aber nicht tödlich waren und wirklich keinerlei bleibende Schäden hinterließen.
İkincisi, deney katılımcılara önceden anlatılmıştı veher endişe duyduklarında şokların acı verici fakat öldürücü olmadığı ve kalıcı bir hasara da sebep olmadığı hatırlatılmıştı.
Kapillargefäße platzen und bleibende Schäden entstehen.
Saatten uzun sürdüyse… kılcal damarın patlayabilir ve kalıcı hasar oluşabilir.
Ich denke nicht, dass es bleibende Schäden gibt, wenigstens nicht an ihrer Gesundheit.
Sağlında kalıcı bir hasara neden olduğunu sanmıyorum, en azından.
Wenn es nicht genau dosiert ist, kann das Zeug bleibende Schäden hinterlassen.
Doğru hazırlanmadığı zaman tehlikeli olur. Kalıcı bir hasar bırakabilirler.
Wenn der Präsident stirbt oder bleibende Schäden davonträgt, aufgrund Ihrer Behandlung, nagle ich Ihren Arsch an die Wand.
Eğer Başkan ölürse veya yaptığın şey yüzünden kalıcı bir hasara uğrarsa kıçını duvara çivilerim.
Während Sie vielleicht erfolgreich, Sie könnte tun bleibende Schäden an Ihrem Gerät.
Belki başarılı olsa da, cihazınıza kalıcı hasarlara sebep olabilirsin.
Als wolle man jemanden umbringen, ohne bleibende Schäden zu verursachen. Das Schwerste an einem Kampf ist, ihn so aussehen lassen, Gehen wir.
Kavga da yapılması en zor şey… birini öldürmek istiyor gibi davranmaktır kalıcı zarar vermeden, hadi gidelim.
Vielleicht wacht sie ja auf, aber keiner weiß, ob sie bleibende Schäden haben wird.
Uyanabileceğini söylüyorlar ama kalıcı bir hasar var mı… şu anda bilmiyorlar.
Ich repräsentiere die Soldatin, die taub wurde und bleibende Schäden an ihrem Bein trägt, weil sie von einer Rakete getroffen wurde, während einer Mission in Afghanistan.
Afganistanda bir görev sırasında bir roket tarafından vurulduğu için bacağında kalıcı hasarlar olan ve kısmi işitme kaybından muzdarip bu asker için buradayım.
Trotz der Komplikationen haben weder Melanie, noch ihre Tochter Gabriella bleibende Schäden davongetragen.
Oluşan komplikasyonlara rağmen ne Melanie ne de bebeği kalıcı bir hasar aldı.
Chronische Ohrinfektionen können bleibende Schäden am Mittel- und Innenohr verursachen.
Kronik kulak enfeksiyonları orta ve iç kulakta kalıcı hasara neden olabilir.
Die Behandlung von Kawasaki-Krankheit innerhalb von 10 Tagen nach Beginn kann stark die Chancen, bleibende Schäden zu reduzieren.
Kawasaki hastalığı, başlamasından sonra 10 gün içinde tedavi edilirse kalıcı hasar olasılığı büyük ölçüde azalabilir.
Während dieser Zeit, entstehen bleibende Schäden am zentralen Nervensystem.
Bu zaman içerisinde, merkezi sinir sisteminde kalıcı hasarlar oluşuyor.
Die meisten beworbenen Penis-Vergrößerung Methoden sind wirkungslos, und einige können bleibende Schäden an Ihrem Penis verursachen.
Çoğu reklamı yapılan penis büyütme yöntemi etkisizdir ve bazıları penise kalıcı hasar verebilir.
Sonuçlar: 32, Zaman: 0.0283

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce