DAS PARADOXON ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

Isim
paradoksu
paradoxon
das paradoxe
paradoks
paradoxon
das paradoxe

Das paradoxon Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Das Paradoxon Sicherheit.
GÜVENLİK PARADOKSU.
Siehst du das Paradoxon?
Paradoksu görebiliyor musunuz?
Um das Paradoxon in 1957 aufzuhalten.
Deki paradoksu durdurmalı.
Sehen Sie das Paradoxon?
Paradoksu görebiliyor musunuz?
Das Paradoxon der jungen Sonne.
Genç Güneş paradoksu.
Diese Aussage behebt das Paradoxon.
Bu açıklama paradoksu düzeltiyor.
Als ich das Paradoxon erkannte.
Paradoksu fark ettiğimde.
Schrödingers Katze ist das Paradoxon.
Schrödingerin kedisi, paradoks budur.
Das Paradoxon mit der Feuerwand.
Ateş duvarı paradoksu.
Dann erreicht das Paradoxon mich nicht mehr.
O zaman paradoks beni etkilemez.
Das Paradoxon zwischen freiem Willen und Schicksal.
Paradoks, özgür irade ve kader arasında.
George Carlin- Das Paradoxon unserer Zeit.
George Carlin: Zamanımızın Paradoksu.
Das Paradoxon des Glücks und Unzufriedenheit.
Mutluluk paradoksu ve tatminsizlik.
Aber wir haben doch 1975 das Paradoxon gestoppt.
Ama 1975de paradoksu engellemiştik.
IV. Das Paradoxon des überraschenden Tests.
Konu: Sürpriz sınav paradoksu.
Was? Schrödingers Katze, das… das ist das Paradoxon.
Schrödingerin kedisi, paradoks budur.- Ne?
Das ist das Paradoxon des Lebens.
İşte bu da hayatın paradoksu.
Rette die Welt, Hundeblick. Stoppe das Paradoxon.
Paradoksu durdur. Dünyayı kurtar Hüzünlü Gözler.
Es ist das Paradoxon der Demokratie.
İşte demokrasi paradoksu denen şey budur.
Keiner von uns glaubte daran, aber das ist das Paradoxon.
Ama bu, paradoks. Kimse gerçek olduğuna inanmadı.
Das Paradoxon zwischen freiem Willen und Vorsehung.
Özgür irade ve kader arasındaki paradoks.
Denn es gibt nur mich. Und das ist nicht das Paradoxon der unaufhaltsamen Kraft.
Ve bu durdurulamaz güç paradoksu değil çünkü sadece ben varım.
Das Paradoxon zwischen freiem Willen und Schicksal.
Özgür irade ve kader arasındaki paradoks.
Auch hier wird das Paradoxon des Glücks offensichtlich.
Ve işte bir kez daha, mutluluk paradoksu doğrulanmış olur.
Das Paradoxon hat Ihre Fähigkeit zerstört, in Ihre Zeit zurückzureisen.
Paradoks, geçmişe gidebilme yeteneğini yok etti.
In Wirklichkeit ist das Paradoxon, das ihr als„Macht“ bezeichnet, oft das polare Gegenteil von Liebe ist.
Gerçekte, paradoks şu ki, sizin‘ Güç dediğiniz şey çoğunlukla sevginin kutupsal zıttıdır.
Das Paradoxon ist nach dem Physiker Enrico Fermi benannt.
Paradoks, adını fizikçi Enrico Fermiden almaktadır.
Das Paradoxon ist, dass sie, sobald einmal errichtet, immer existieren.
Paradoks şu ki, inşa edildiklerinde, daima varoldular.
Das Paradoxon zu halten ist etwas, was keiner von uns plötzlich tun kann.
Paradoksu tutmak, herhangi birimizin birdenbire yapabileceği bir şey değildir.
Das Paradoxon hat Ihre Fähigkeit zerstört, in Ihre Zeit zurückzureisen.
Paradoks kendi zamanına olan yolculuk yetini mahvetti. Artık bu zamanda yaşıyorsun.
Sonuçlar: 44, Zaman: 0.0215

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce