Der einzige ausweg Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Der einzige Ausweg.
Bu tek yol.Manchmal der einzige Ausweg.
Der einzige Ausweg« kaufen.
Diese Vergebung ist der einzige Ausweg.
Bu affetme tek çıkış yolu.Der einzige Ausweg- ein Auto.
Tek çıkış yolu- bir araba.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Manchmal is Resignation der einzige Ausweg.
Ağlamak bazen tek çıkış yoludur.Der einzige Ausweg liegt im Inneren.
Tek çıkış yolu içindedir.Eine Diät scheint der einzige Ausweg zu sein.
Diyet yapmak tek yol gibi görünür.Der einzige Ausweg, den er kennt.
Bildiği tek yol bu.In eine anonyme Bestattung der einzige Ausweg zu sein.
Yani nette anonym olmak tek çözüm.Der einzige Ausweg ist eine Revolution.”.
Tek çözüm ise farklı bir devrim.”.İşte bu! Kazanmamızın tek yolu buydu!Der einzige Ausweg scheint der Tod.
Tek çare ölüm gibi görünüyor.Zur Gewährleistung der Sicherheit der einzige Ausweg.
Güvenliği sağlamak için tek çıkış yolu.Der einzige Ausweg ist mitzukommen.
Hayatta kalmanin tek yolu benimle gelmek.Man lernt, dass der einzige Ausweg nach innen führt.
Öğrendiğin şey şudur ki tek çıkış yolu içeriden geçer.Der einzige Ausweg ist mitzukommen.
Hayatta kalmanın tek yolu benimle gelmek.Du hast hier stehen Der Einzige Ausweg Ist Die Revolution".
Tek yol devrim diye yazmışsın şurada.Der einzige Ausweg führt durch Everwood.
Başaramayız, tek çıkış yolu Everwood.Er dachte, ihn zu entlarven war der einzige Ausweg.
Onun kimliğini ifşa etmenin tek çıkış yolu olduğunu düşünmüştü.Der einzige Ausweg war eine neue Leber.
Bunun tek çaresi yeni bir karaciğer nakliydi.Yüksek Konsey bunun tek çare olduğuna inanıyor olmalı.Der einzige Ausweg besteht darin, das Spiel zu beenden.
Kaçmanın tek yolu oyunu bitirmek.Flucht in ein neues Leben scheint der einzige Ausweg für beide zu sein.
Kaçmak, ikisinin birlikte olabilmesinin tek yolu olarak görünmektedir.Der einzige Ausweg für einen solchen Kurs ist die Endoprothetik.
Böyle bir dersin tek yolu, endoprotezdir.Operasyon daha travmatik,ama çoğu için tek çıkış yolu olur.Dann besteht der einzige Ausweg darin, ein tragbares Gerät zu kaufen und aktiv damit zu arbeiten.
O zaman tek çıkış yolu taşınabilir bir cihaz satın almak ve aktif olarak çalışmak.Schwer vorstellbar, dass alles so furchtbar ist, dass dies der einzige Ausweg scheint.
Bunu hayal etmek zor, ama bu tek çıkış yolu gibi görünüyor.In diesem Fall ist der einzige Ausweg- wachsen Ihre Farbe, stufenweises abschneiden der Länge.
Bu durumda, tek çıkış yolu büyümesi, renk, yavaş yavaş keserek uzunluğunda.Operasyon daha travmatiktir, fakatçoğu kişi için tek çıkış yolu olur.
