ECKPFEILER ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

temel taşlarıdır
köşe taşıysa
bir köşe taşı
Sorguyu reddet

Eckpfeiler Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Das ist mein Eckpfeiler, oder?
Bu benim temel taşım değil mi?
Die Eckpfeiler einer gesunden Beziehung.
Sağlıklı bir ilişkinin köşetaşları.
Das wird ab sofort Ihr Eckpfeiler sein!
Bundan sonra sizin için temel taş olacak!
Sie sind die Eckpfeiler der das Leben zu wählen.
Onlar yaşamı seçmenin temel taşlarıdır.
L-Arginin HCL- Diese Aminosäure ist der Eckpfeiler dieser Ergänzung.
L-Arginin HCL- Bu amino asit, bu ek temel taşıdır.
Halbleiter- die Eckpfeiler der vernetzten Mobilität.
Yarı iletkenler- Ağa bağlı mobilitenin temel taşları.
Manche meinen, moralische Integrität sei ein Eckpfeiler für Menschlichkeit.
Kimilerine göre iyi ahlak insanlığın temelidir.
Weil dieses Abkommen ein Eckpfeiler für das gesamte internationale Sicherheitssystem war.
Bu anlaşma, tüm uluslararası güvenlik sisteminin temel taşıydı.
Mensch, Maschine undIT- dies sind die Eckpfeiler der Fabriken.
İnsanlar, makineler veIT- bunlar fabrikalarının köşe taşları olacak.
Sicheres Geld ist ein Eckpfeiler jeder freien und fairen Gesellschafts- und Wirtschaftsordnung.
Güvenli para her bir özgür ve adil sosyal ve ekonomik düzenin köşe taşıdır.
Praktiken der Achtsamkeit undPräsenz sind Eckpfeiler des Programms…[-].
Dikkat çekme ve var olma pratikleri,programın temel taşlarıdır…[-].
Das sind die Eckpfeiler des Krankenhauses.
Bunlar hastanenin temel taşlarıdır.
Vor allem gegenüber uns selbst,ist einer des Glaubens Eckpfeiler. Ja. Vergebung.
Bağışlama, kişinin kendi özü,inancımızın temel taşlarından biridir. Evet.
Dieses Buch ist ein Eckpfeiler der chinesischen Kultur.
Bu kitap Çin kültürünün bir temel taşıdır.”.
Die Business Lernergebnisse sind Fähigkeiten Arbeitgeber suchen, und daher Eckpfeiler des Programms.
İş öğrenme çıktıları, işverenlerin aradığı becerilerdir ve bu nedenle programın temel taşlarıdır.
Medikamente sind die Eckpfeiler der Schizophrenie-Behandlung.
İlaçlar, şizofreni tedavisinin temel taşıdır.
Die Anwendungsbereiche der virtuellenServer sind vielfältig und dienen in vielen Ausführungen als Eckpfeiler des E-Commerce.
Sanal sunucunun uygulama alanları çeşitlidir vebirçok versiyonda e-ticaretin temel taşları olarak hizmet vermektedir.
Grausame Morde sind die Eckpfeiler meines Charmes.
Korkunç cinayetler cazibemin temel taşıdır.
Ein Eckpfeiler unserer demokratischen Gesellschaft ist die Verfassungspräambel die jedem einzelnen das Recht auf Leben garantiert… Freiheit und Selbst- Verwirklichung.
Demokratik toplumumuzun önemli bileşenlerinden biri anayasanın önsözündedir şunu belirtir; bireyin yaşama, özgürlük ve mutluluk hakları garanti altına alınmıştır.
Brutale Ehrlichkeit ist der Eckpfeiler jeder Beziehung.
Acımasızca dürüstlük her ilişkinin en önemli noktasıdır.
Die Bewertung ist ein Eckpfeiler jeder finanziellen Entscheidung, die ein Investor oder Eigentümer zu treffen hat.
Değerleme, bir yatırımcı veya mülk sahibinin alabileceği her türlü finansal kararın temel taşıdır.
Demut und Dankbarkeit sind die Eckpfeiler der Selbstlosigkeit.
Alçak gönüllülük ve minnettarlık, özverili olmanın temel taşlarıdır.
Wenn Sie den WooCommerce als Eckpfeiler verwenden, können Sie mit dem Aufbau komplexer Websites beginnen.
WooCommerceu bir köşe taşı olarak kullanarak karmaşık web siteleri oluşturmaya başlayabilirsiniz.
SIGMUND FREUD Liebe undArbeit sind die Eckpfeiler des Menschseins.
Sigmund Freuda göre sevgi ve çalışmak,insanlığın temel yapıtaşlarındandır.
Und vergiss nicht, deine Eckpfeiler aus diesen Blogposts zu verlinken.
Ve bu blog yazılarından köşetaş makalelerinize bağlantı vermeyi unutmayın.
Sicher, maßgeschneidert undinnovativ- das sind die Eckpfeiler unserer Produktentwicklung.
Güvenli, tam ihtiyaca göre veyenilikçi- bunlar ürün geliştirmemizin temel taşlarıdır.
Argumente und Debatten bilden die Eckpfeiler der zivilisierten Gesellschaft und des intellektuellen Lebens.
Tartışma ve tartışma medeni toplumun ve entelektüel yaşamın temel taşlarını oluşturur.
Die Dienstleistungen im Bereich Planung und Entwicklung sind die Eckpfeiler für ein erfolgreiches Hotelprojekt.
Horwath HTL Planlama ve Geliştirme hizmetleri başarılı bir otel projesinin temel taşıdır.
Wenn eine informierte Wählerschaft ein Eckpfeiler einer großen Nation ist, dann fördert iSideWith die Sache.”.
Eğer bilgilendirilmiş bir seçmen büyük bir ulusun köşe taşıysa, iSideWith bu davasını genişletiyor.”.
Eine gesunde Ernährung, Bewegung undbestimmte Medikamente sind die Eckpfeiler der Diabetesprävention und -behandlung.
Sağlıklı bir diyet, egzersiz vebazı ilaçlar diyabetin önlenmesinin ve tedavisinin temel taşlarıdır.
Sonuçlar: 33, Zaman: 0.2217

"eckpfeiler" nasıl bir cümlede kullanılır

Ihre Eckpfeiler hat die Rückrunde schon.
Auf den Eckpfeiler einer Gartenmauer gesetzt.
Giesa die Eckpfeiler beim Zamorra einschlugen.
Dieser ist ein Eckpfeiler unserer Gesellschaft.
Die Eckpfeiler seiner Heilfasten-Kur nannte Dr.
Tabletten, die eckpfeiler der unglaubliche trauer.
ist einer der Eckpfeiler unserer Philosophie.
Eckpfeiler des Aufwärtstrends bleibt der Wohnungsbau.
Entscheidender Eckpfeiler ist dabei die Teilzeitarbeit.
Mindestens drei Eckpfeiler müssen ausgewechselt werden.

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce