EIN TREFFPUNKT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

bir buluşma noktası
bir buluşma yeri

Ein treffpunkt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Oder ein Treffpunkt.
Ya da bir buluşma noktası.
Faneuil Hall ist seit 1742 eine Markthalle und ein Treffpunkt.
Den bu yana pazar yeri ve toplanti merkezi olarak kullanilan Faneuil Hall.
Das war ein Treffpunkt.
Burası buluşma noktasıymış.
Ein Treffpunkt für Mütter!
Das café alcazaba ist ein treffpunkt für spieler.
Kafe alcazaba, bi̇r kullanici alanidir.
Ein Treffpunkt fürs Viertel.
Bir çeyrek buluşma noktası.
Das Wohnzimmer ist der gemütlichste Raum, ein Treffpunkt für die ganze Familie.
Oturma odası en rahat oda, bütün aile için bir buluşma yeri.
Ein Treffpunkt für Schauspieler.
Aktörlerin buluşma yeri.
Wir denken es ist ein Ort, ein Treffpunkt für Michael Scofield.
Bir yer olduğunu düşünüyoruz. Michael Scofieldla bir buluşma yeri.
Ein Treffpunkt mit dem Feind?
Düşmanla buluşma noktası mı?
So die zweite und vierte Kanal- ein Treffpunkt für erfahrene Charaktere und Clans.
Yani ikinci ve dördüncü kanal- deneyimli karakter ve klan için bir buluşma yeri.
Ein Treffpunkt für alle Themen.
Tüm konular için bir buluşma noktası.
Ein alter Favorit ist Zeit Spatif auf Bohaterów Monte Cassino Straße 52/ 54, traditionell ein Treffpunkt von lokalen Künstlern.
Bir eski zaman favori Spatif Bohaterów Monte Cassino sokakta 52/ geleneksel 54, yerel sanatçıların uğrak.
Das wäre ein Treffpunkt für die Jugend.".
Burası gençlerin buluşma noktası olacak.''.
Die Bibliothek ist wieder„der Ort“ geworden: ein Frei- und Dialograum, ein Treffpunkt, ein Ort einer geistigen Gemeinschaft.
Kütüphane yine bir'' yer'' haline geldi: Özgürlük ve diyaloğun, buluşmanın, entelektüel paylaşımların yeri oldu.
Ein Treffpunkt für alle Beilngrieser.
Tüm Paticceria sevenler için bir varış noktası.
Das Bahnhofsrestaurant wurde in den 1950er und1960er Jahren ein Treffpunkt für Journalisten, Autoren und andere Menschen aus der Medienelite.
Garın lokantası 1950li ve 1960lı yıllarda tanınmış yazar, gazeteci vediğer şahısların buluşma noktası olur.
Ein Treffpunkt für Studenten und Einheimische.
Burası yerel halk ve öğrenciler için bir buluşma noktası.
Drei Themen, ein Treffpunkt: das neue„trendcafé“.
Üç güncel başlık, bir buluşma noktası: Yeni« trendcafé».
Seine Art, ein Treffpunkt für Liebhaber und alle die arabischen Mädchen, die wie in einem Wettbewerb.
Bu tür bir buluşma noktası aşıklar ve tüm Arap kızlar için bir Yarışmada gibi.
In 2017 wird Varna ein Treffpunkt für innovative Ideen, Kreativität und alternatives Denken.
Bir sene boyunca, Varna yenilikçi fikirlerin, yaratıcılığın ve alternatif düşüncenin buluşma noktası olacaktır.
Die Show wird ein Treffpunkt mit visionären Möglichkeiten für den 3D-Druck.
Özel şov, 3D baskı için vizyoner fırsatlar ile bir buluşma yeri olacak.
Ein öffentlicher Ort, ein Treffpunkt und eben nicht mehr nur ein Tor zur Welt.
Kamuya açık bir alan, bir buluşma noktası ve artık sadece dünyaya açılan bir kapı değil.
Es gibt auch einen Treffpunkt.
Bir buluşma noktası da vardır.
Es hat einen Treffpunkt.
Bir buluşma yeri var.
Vereinbare einen Treffpunkt nach dem Erdbeben.
Deprem sonrası için bir buluşma noktası ayarlayın.
Einfach kann ein Benutzer einen Treffpunkt und Trainingsworkshop in Photoshop finden.
Kolayca bir kullanıcı Photoshopta bir buluşma yeri ve eğitim atölyesi bulabilir.
Wir vereinbarten einen Treffpunkt.
Bir buluşma yeri kararlaştırdık.
Das Fleisch kehrt zurück…" oder"hat einen Treffpunkt.
Et geri döner'' veya'' bir buluşma yeri vardır.
ROSA, eine Escortdame in Madrid, hat einen Treffpunkt.
Madridde bir refakatçi olan ROSAnın bir buluşma yeri var.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0266

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce