EINE LEINWAND ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

Eine leinwand Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ich bin eine Leinwand. Pía.
Pía… Ben bir tuvalim.
Und vielleicht findet das seinen Weg auf eine Leinwand.
Belki bu, bir tuvale aktarılır.
Projiziert auf eine Leinwand aus Sand.
Akmakta olan kumun üzerine yansıtılıyor.
Es war wie meine Windschutzscheibe war wie eine Leinwand.
Sanki arabamın ön camı biraz sinema perdesi gibiydi.
El Sitio ist eine Leinwand für Menschen…[-].
El Sitio insanlar için bir tuval…[-].
İnsanlar da tercüme ediyor
Wurde mir klar, dass dieser ganze Ort eine Leinwand ist.
Buranın aslında bir tuval olduğunu fark ettim.
Hierzu braucht es eine Leinwand und einen dunklen Raum.
Bunun için boş bir alan ve karanlık bir yer gerekli.
Du weisst, das Ziegfeld hat nur eine Leinwand.
The Ziegfeld sadece bir perdeye sahip ve bunu biliyorsun.
Eine Leinwand, auf der wir unsere Hoffnungen und Träume malen?
Umutlarımızı ve hayallerimizi çizebileceğimiz bir tuval mi?
Es ist praktisch eine Leinwand.
Kelimenin tam anlamıyla tuval.
Die Welt ist nur eine Leinwand für die Vorstellungskraft.- Henry David Thoreau.
Bu dünya hayal gücümüz için bir tuval değildir.- Henry David Thoreau.
Ich erkannte, dass alles hier eine Leinwand war.
Buranın tümüyle bir tuval olduğunu fark ettim.
Ich hatte eine Leinwand auf der Bahre, und ich wollte, dass die Kanten auch lackiert werden.
Sedyede bir tuval vardı ve kenarların da boyanmasını istedim.
Ihr Mörder legte dann ihren Körper in eine Leinwand mailbag.
Onun katil daha sonra tuval mailbag içine vücudunu koydu.
Für ihn war ich nur eine Leinwand, ein wandelnder Katalog.
Onun için bir tuvalden farksızdım ben ayaklı bir katalog gibiydim.
Aber auch Canvaspop macht nur 36 Fotos für eine Leinwand.
Ancak Canvaspop bile bir tuval için sadece 36 fotoğraf çekiyor.
Ein ganzes Leben… auf eine Leinwand zu bannen?
Bütün bir yaşamı… bir tuvalde yakalamak… mümkün mü?
Er konnte auf eine Leinwand pinkeln, sie signieren, verkaufen und sich vom Erlös ein Haus kaufen.
Tuvalin üzerine işese, satabilirdi. Ve kazancıyla bir ev aldı.
Man will eine Tasche mit Geld und eine Leinwand reinbringen.
İçinde bir tablo ile bir çanta dolusu para istiyorsun.
Du hast eine Leinwand vor dir, eine Idee im Kopf und mischst die Farben zusammen.
Önünüzde bir ekran var, kafanızda bir fikir ve siz renkleri bir araya getiriyorsunuz.
Du willst eine Tasche mit Geld und eine Leinwand reinbekommen.
İçinde bir tablo ile bir çanta dolusu para istiyorsun.
Eine Leinwand Eimer Hut,ein Outback Hut oder eine Baseballmütze würde gut funktionieren.
Bir tuval kova şapka,bir outback şapka veya beyzbol şapkası iyi sonuç verecektir.
Innerhalb von 20-30 Tagen erhalten Sie eine Leinwand mit aufgedruckter Karikatur.
Gün içinde basılı karikatür içeren bir tuval elde edersiniz.
Diese Cartoons waren durchsichtig und nahmen die Hälfte ihres Sichtfeldes ein, wie eine Leinwand.
Bu karikatürler transparandı ve bir ekran gibi görüntünün yarısını kapatıyordu.
Diese Welt ist nichts anderes als eine Leinwand für unsere Vorstellungen- Henry David Thoreau.
Bu dünya hayal gücümüz için bir tuval değildir.- Henry David Thoreau.
Und doch ist es ein Acrylbild eines Mannes,aber ich malte es nicht auf eine Leinwand.
Evet, akralik boya ile yapılmış bir adam resmi,fakat resmi tuval üzerine yapmadım.
Dies zeigt wirklich, dassHaare selbst eine Leinwand für Kreativität, Vorstellungskraft und Experiment sind.
Bu, saçın yaratıcılık, hayal gücü vedeney için nasıl bir tuval olduğunu gerçekten gösterir.
Bringt mir eine Leinwand und Farbe, und ich werde einen viel besseren Vermeer malen, als ich diesem abscheulichen Nazi verkauft habe.
Bana bir tuval ve biraz boya getirin, o iğrenç naziye sattığımdan çok daha iyi bir Vermeer yaparım.
Strukturell ist der römische Vorhang eine Leinwand aus Textilien, mit deren Aufstieg sich sogar glatte Falten bilden.
Yapısal olarak, Roma perdesi, yükselmesi bile pürüzsüz kıvrımları oluşmuş bir tekstil tuvalidir.
Millionen Becher konnte ich nicht auf eine Leinwand quetschen, aber ich habe 410.000 unterbekommen. So sehen 410.000 Pappbecher aus.
Milyon bardağı tuvale sığdıramadım, ama 410,000 tanesini yerleştirebildim. İşte 410.000 bardak böyle görünüyor.
Sonuçlar: 994, Zaman: 0.0275

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce