EINEN SPITZNAMEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

bir takma ad
bir lakabı
bir takma isim
bir takma ismi
bir takma adı
bir lakabın

Einen spitznamen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Hat einen Spitznamen.
Lakabı var.
Wir hatten alle einen Spitznamen.
Hepimizin lakabı vardır.
Wählen sie einen spitznamen und erstellen sie dann ihren eigenen, sehr einzigartigen avatar.
Bir takma ad seçin ve sonra kendi çok özel avatarınızı oluşturun.
Wir brauchen einen Spitznamen.
Bize bir rumuz lazım.
Er scheint ein netter Mensch zu sein, aber er hat einen Spitznamen.
İyi bir adama benziyor ama bir takma adı var.
Er hat einen Spitznamen!
Bir lakabı var!
Und der Typ hat auch schon einen Spitznamen.
Hatta bir takma adı bile var.
Er hat einen Spitznamen.
Bir takma adı var.
Er hatte in der Akademie einen Spitznamen.
Akademideyken bir lakabı varmış.
Ich habe ihnen einen Spitznamen gegeben und nenne sie gerne Federmacher.
Ben onlara bir takma ad verdim ve onları tüy yapıcı olarak adlandırmayı seviyorum.
Jeder außer mir hat einen Spitznamen.
Ben hariç herkesin bir takma ismi var.
Wählen sie einen spitznamen und erstellen sie dann ihren eigenen, sehr einzigartigen avatar.
Bir takma ad seçin ve ardından kendi benzersiz avatarınızı oluşturun.
Sie gaben ihm einen Spitznamen?
Ona bir takma isim verdiniz,?
Sofort nachdem er in ein neues Zuhause gekommen ist, bekommt der Hund einen Spitznamen.
Yeni bir eve girdikten hemen sonra, köpek bir takma ad alır.
Hast du einen Spitznamen?
Bir lakabın var mı?
Prof. Mahieu. Ich hörte, Sie haben einen Spitznamen.
Profesör Mahieu, sizin bir takma adınız olduğunu duydum.
Ich habe einen Spitznamen.
Bir takma adım var.
Er kommt ganz nett daher, aber er hat einen Spitznamen.
İyi bir adama benziyor… ama bir takma adı var.
Haben Sie einen Spitznamen?
Bir lakabın var mı?
Die Abenaki-Indianer, die Benedict Arnold in Québec bekämpfte… gaben ihm einen Spitznamen.
Benedict Arnoldın Quebecte savaştığı Abenaki yerlileri ona takma bir isim verdi.
Du hattest einen Spitznamen.
Takma adın vardı.
Hattest du zuvor noch nie einen Spitznamen?
Daha önce hiç lakabın olmadı mı?
Es wäre angemessen, Alabai einen Spitznamen zu geben, der von seiner sehr positiven Qualität spricht.
Alabaiya çok olumlu niteliğinden bahseden bir takma ad vermek uygun olacaktır.
Ich wusste nicht, er hatte einen Spitznamen.
Bir lakabının olduğunu bilmiyordum.
Sie hatte einen Spitznamen.
Bir takma ismi varmış.
Und wie kommt Kyon hat so einen Spitznamen?
Ve nasıl oluyor da Kyon böyle bir takma ad vardır?
Haben Sie einen Spitznamen?
Bir takma adın var mı?
Mach dir keinen Kopf,ich finde schon einen Spitznamen für dich.
Sorun değil, dostum.Sana bir lakap bulacağım.
Jeder hat einen Spitznamen.
Herkesin bir lakabı var.
Übrigens nennen sie ihn namentlich nennen,hast du im Voraus einen Spitznamen gewählt, nicht wahr?
Bu arada, onu daha çok ada çağır,çünkü önceden bir takma isim seçtin, değil mi?
Sonuçlar: 74, Zaman: 0.0397

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce