EINEN TIGER ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• bir kaplan
• bir kaplanı
• bir kaplanın
• bir kaplanla
• tiger

Einen tiger Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Einen Tiger.
Bir Kaplan.

Hier gibt es einen Tiger.
Bir kaplan var.

Einen Tiger freilassen?
Bir kaplanı nasıl salabilirim?

Hier küsst er einen Tiger.
Burada ise bir kaplanı.

Einen Tiger oder einen Wolf.
Bir kaplan ya da kurdun.

Ich habe einen Tiger befreit.
Bir kaplanı kurtardım.

Natürlich gibt es einen Tiger.
Tabii ki bir kaplan var.

Wenn sie einen Tiger hatte.
Tabii bir kaplanı varsa.

Plötzlich sehen Sie während Ihres Spaziergangs einen Tiger.
Aniden gezintinizde bir kaplan gördünüz.

Er wird einen Tiger nerven.
Bir kaplanı rahatsız etmeye gitmiş olmalı.

Was würde passieren, wenn ein Löwe einen Tiger bekämpft?
Aslan Bir Kaplanla Savaşırsa Ne Olur?

Ich erkenne einen Tiger, wenn ich einen höre.
Bir kaplan duyduğumda anlayacağımı düşünüyorum.

Hier küsst er einen Tiger.
Burada bir kaplanı öpüyor.

Er nervt einen Tiger. Und wo zum Henker ist Archer?
Bir kaplanı rahatsız etmeye gitmiş olmalı. Archer nerede?

Aber ich wollte einen Tiger.
Ama ben bir kaplan istedim!

Jemand hat einen Tiger an der Douglas Bridge gesehen.
Bir kaplan gördüğünü bildirmiş. Biri Douglas Köprüsü yakınında.

Klasse. Sie haben einen Tiger.
Çok iyi ya, bir kaplanın var.

Wenn ein Mensch einen Tiger tötet, nennt man das Sport.
Bir adam bir kaplanı öldürürse bunun adı spordur.

Ich würde dich austauschen gegen zwei Mel Gibson und einen Tiger Woods.
Seni seve seve 2 Mel Gibson ve 1 Tiger Woods ile takas edebilirim.

Wieso schleppst du einen Tiger in meine Wohnung?
Evimde bir kaplanla ne yapıyorsun?

Aber Vater Wolf wusste, dass der Höhleneingang für einen Tiger zu eng war.
Ama Baba Kurt, mağaranın ağzının bir kaplanın içeri girmesi için fazla dar olduğunu biliyordu.

Wisst Ihr, wie man einen Tiger tötet, Pater Auguste?
Bir kaplan nasıl öldürülür, bilir misiniz, Peder Auguste?

Eine Legende beginnt, wenn eine großartige Frau mit ihren bloßen Händen einen Tiger fängt oder so.
Çıplak elleri ile bir kaplan yakalayınca bir efsane doğar. Bir kadın.

Ich… sehe, Sie haben einen Tiger in Ihrem Büro.
Büronuza bir kaplan koyduğunuzu gördüm.

Ich verfolgte einst einen Tiger bis in einen bengalischen Tempel. Wir sind im Krieg, Junger Freund.
Savaştayız dostum. Bir kez Bengal tapınağında… bir kaplanı beklemiştik.

Ein Hund kann nie einen Tiger jagen.
Bir köpek, asla bir kaplanı avlayamaz.

Es ist eine grosse Ehre einen Tiger nach sich benannt zu haben.
Bu yüzden Tiger ismini almak benim için bir onurdur.

Dafür finden sie in ihrem Hotelzimmer einen Tiger und ein Baby.
Odalarında bir kaplan ve odada ağlayan bir bebek bulurlar.

Mama, können wir einen Tiger bekommen?
Anne, Bir Kaplan Alabilirmiyiz?

Wie viele Männer braucht man, einen Tiger reinzulegen?
Bir kaplanı haklamak için kaç kişi gerekir dersiniz?