Extrem stark Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Einmal extrem starke.
Extrem stark und am Flüchten.
Die Japaner sind hier extrem stark.
Japonlar burada çok güçlü.Extrem starke Schallvibrationen.
Son derece güçlü sonik titreşimler.Verwendet eine extrem starke Formel.
Son derece güçlü formülü kullanır.Combinations with other parts of speech
Unsere Überlebensinstinkte sind extrem stark.
Hayatta kalma içgüdülerimiz son derece güçlü.Das sind extrem starke Schmerztabletten.
Bunlar çok güçlü ağrı kesiciler.Der Wind auf hohen Pässen kann extrem stark sein.
Yükseklerde esen rüzgaralar bir hayli şiddetli olabilir.April 12- Neues, extrem stark und gefährlich Nachbeben unten Honshu.
Nisan 12- Honshu aşağıdaki New son derece güçlü ve tehlikeli bir artçı şok.Obwohl, schon klar, ich mache meine erste Partie extrem stark.
Gerçi, farkında, ilk parti çok güçlü yaptım.Sie sind extrem stark.
Aşırı güçlü, Obwohl die Blasen klein sind, sind ihre Implosionen extrem stark.
Sie verfügte über eine extrem starke Zoom-Funktion.
Son derece güçlü Zoom modeli vardır.Extrem starke Entladungen, Dass Auswirkungen in einem großen Abstand von einer Gewitterwolke.
Son derece güçlü deşarjlar, bir fırtına bulutu büyük bir mesafe de etkisi.Dieses BR Gebäude ist extrem stark gesichert.
BR binasının güvenliği çok güçlüdür.Dieses extrem starke G13 Hybrid wird Hebung, dass die meisten Landwirte gewohnt sind.
Bu son derece güçlü G13 melez çoğu yetiştiricileri için kullanılan standardını yükseltecektir.Spieler im Mittelfeld müssen extrem stark sein.
Orta sahada oynatacağımız oyuncularımız son derece güçlü olmak zorunda.Olympiakos sind zuhause extrem stark, und die Torrians sind nicht in ihrer besten Form.
Olympiakos evde son derece güçlü ve Torrians top formunda değil.Insgesamt, es kann gesagt werden, dass ihre Support-Desk ist extrem stark und effizient.
Tüm, onların destek masası son derece güçlü ve etkili olduğu söylenebilir.Die kurzlebigen, aber extrem starken Tornados können erhebliche Schäden anrichten.
Kısa ömürlü ama son derece güçlü hortumlar çok büyük hasara neden olabilir.Lassen Sie uns sagen, dass Sie einen Allmächtigen Schöpfer und die extrem starke, vielleicht sogar Gott.
Yüce bir yaratıcı ve son derece güçlü olduğunu, belki Tanrı bile diyelim.Oxandrolone ist kein extrem starkes androgenes Steroid, aber androgene Tätigkeit existiert.
Oksandrolon bir son derece güçlü androjenik steroid değil, fakat androjenik etkinlik mevcut.Aber wenn diese Diäten richtig gebaut werden,denke ich, dass sie extrem stark sind.".
Ancak bu beslenme düzenleri uygun şekilde yapılandırıldığı zaman,bence son derece güçlü oluyorlar.”.Das andere, Trenbolon, bietet extrem starke anabole Eigenschaften.
Diğer, Trenbolone, son derece güçlü anabolik özellikleri sağlar.Obwohl extrem stark und athletisch, wurde der Dogo gezüchtet, um nicht aggressiv gegenüber Menschen zu sein.
Son derece güçlü ve atletik olsa da, Dogo insanlara karşı saldırgan olmadığı için yetiştirildi.Insbesondere solche mit einem starken Bedürfnis nach Gesellschaft extrem stark binden können.
Özellikle Oxandrolone ist kein extrem starkes androgenes Steroid, aber androgene Tätigkeit existiert.
Oxandrolone son derece güçlü bir androjenik steroid değildir, ancak androjenik aktivite mevcuttur.Während der ersten Liebesphase ist die Leidenschaft unddas Bedürfnis alles miteinander zu teilen extrem stark ausgeprägt.
Sevginin ilk aşaması sırasında, tutku vetümşeyleri birbirleriyle paylaşma ihtiyacı oldukça güçlüdür.Oxandrolon ist kein extrem starkes androgenes Steroid, aber androgene Aktivität existiert immer noch.
Oksandrolon bir son derece güçlü androjenik steroid değil, fakat androjenik etkinlik mevcut.Backpulver, kombiniert mit den weichen Eigenschaften der Feuchtigkeit spendenden Milch,macht diese Kombination extrem stark.
Kabartma tozu, nemlendirici sütün yumuşak özellikleriyle birleştiğinde,bu kombinasyonu son derece güçlü hale getirir.
