Fallen zu lassen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Leman" fallen zu lassen.
Lemanı yüzüstü bırakır.Beeile dich nicht, deine Hände fallen zu lassen!
Anderen“ fallen zu lassen.
Diğerlerini'' düşürmen'' lazım.Du hast drei Sekunden, die Waffe fallen zu lassen!
Die Teekanne fallen zu lassen, war eine völlig normale Reaktion.
O çaydanlığı düşürmem kesinlikle normal bir tepkiydi.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Daha
Zarflarla kullanım
Fiillerle kullanım
Du bist dran, sie fallen zu lassen.
Fordern Sie Griechenland auf, alle Vorwürfe gegen Sarah und Seán fallen zu lassen.
Yunanistan yetkililerine Sarah ve Seana yönelik tüm suçlamaları düşürmeleri çağrısında bulun.Ziel ist es, zwei seiner berühmten Marken fallen zu lassen- und 12 neue hinzuzufügen.
Hedef, ünlü markalarından ikisini düşürüyor ve 12 yeni ürün ekliyor.Darf ich annehmen, dass du Miss Spencer darum bittest, alle Anklagen gegen meinen Mandanten fallen zu lassen?
Bayan Spencera, Olivera karşı yapılan tüm suçlamaları düşürmesini önereceğini varsayabilir miyim?Wenn Sie davon geträumt haben, Ihr Eis fallen zu lassen, ist ein solcher Traum kein gutes Zeichen.
Rüyada dondurmayı elinizden düşürdüyseniz, böyle bir rüya iyi bir işaret değildir.Chance, eine doppelte Menge von Gegenständen fallen zu lassen.
Tüm eşyalar için iki katı düşürme şansı.Und sehe mich gezwungen, die Klage fallen zu lassen. Ich nehme den Antrag auf Rücknahme des Schuldbekenntnisses an.
Hakkındaki suçlamaları düşürmek zorundayım. Rencide oldum. Zanlının suç itirafını geri çekmesini kabul ediyorum.Ich beantrage, alle Anklagepunkte fallen zu lassen.
Tüm suçlamaları düşürecek bir dilekçe veriyorum.Im letzten Jahr, als Microsoft Windows 8 veröffentlichte,war die größte Überraschung, den Button fallen zu lassen.
Geçtiğimiz yıl, Microsoft Windows 8i piyasaya sürdüğünde,en büyük sürpriz butonu düşürüyordu.Und versuche die Bombe nicht fallen zu lassen, Chuck.
Dikkat et de bombayı düşürme Chuck.Ändern Sie die Kameraansicht nach Ihren Komfort;abholen alle Passagiere an ihren jeweiligen Zielen fallen zu lassen.
Kamera görünümünü konforunuza göre değiştirin,tüm yolcuları kaldırın ve gidilecek yerlerine bırakın.Wenn es notwendig wäre, eine dritte Atombombe auf Japan fallen zu lassen, wäre das Ziel Tokio gewesen.
Japonyaya üçüncü bir atom bombası atmak gerekirse, hedef Tokyodur.Das Ministerium für öffentliche Sicherheitbefahl der Shanghaier Polizei, Xu dazu zu bringen, seine Klage fallen zu lassen.
Kamu Güvenlik Bakanlığı,Shanghai polisine Bay Xunun davasını düşürtmelerini emretti.Wenn Sie Geld sparen wollen,statt sie ins Meer fallen zu lassen. warum landen Sie die Starthilfsraketen nicht,?
O zaman neden roketin besleyici takviyelerini Madem para tasarrufu yapmak istiyorsunuz,denize düşürmek yerine karaya indirmiyorsunuz? Evet?Versuchen Sie, keine Gemüse auf den Boden fallen zu lassen.
Yere herhangi bir sebze düşürmemeye çalışın.Einen Penny von der Spitze des Empire State Building fallen zu lassen, ist nicht gefährlich.
Empire State Binasının tepesinden bir Penny düşürmek tehlikeli değil.Denken Sie besser zweimal darüber nach, den Verkaufspreis fallen zu lassen.
Satış fiyatını düşürmek için iki kere düşünsen iyi olur.Wir nehmen unser Angebot, die Sammelklage fallen zu lassen, zurück.
Grup davasını düşürmek için teklifimizi götüreceğiz.Ich beschloss während dem Windelwechsel den Fall fallen zu lassen.
Ich war nervös und hatte Angst, sie fallen zu lassen.
O kadar gergindim ki, onu düşüreceğimden korkmuştum.Versuchen Sie, keine Gemüse auf den Boden fallen zu lassen.
Zeminde herhangi bir sebze düşürmemeye çalışın.Als ob ich darauf warte, den anderen Schuh fallen zu lassen.
Diğer ayakkabıyı da düşürmeyi bekler gibi hissediyorum.Nein. Ich überzeugte ihn, die Mordanklage fallen zu lassen.
Hayır, aslında bölümü cinayet suçlamalarını düşürmeye ikna ettim.Wofür? Die Anklage wegen Hochverrats gegen Lyta-Zod fallen zu lassen.
Lyta-Zoda karşı ihanet suçlamasını düşürmek için. Ne için?Es ist nicht unser Job, Klaviere oder Toilettensitze fallen zu lassen.
Pianoları ya da klozet kapaklarını düşürmek bizim işimiz değil.
