GEGENDEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• bölgeleri
• mahallelerde
• yerlerde
• yerler
• bölgelere
• bölgelerde
• bölge

Gegenden Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Gegenden von Washington.
Washington bölgeleri.

Ich kenne solche Gegenden.
Böyle mahalleleri bilirim.

Jene Gegenden hingegeben.
Bu bölgeleri teslim aldı.

Und dann veröden Gegenden.
Sonra bölgelere intikal eder.

Beste Gegenden in Krakau zu bleiben.
En iyi yer, Krakowda kalmak için.

Teilweise sehr dreckige Gegenden.
Son derece kirli bölgelerde.

Diese Gegenden solltest Du besuchen.
Bu bölgeleri bir ziyaret etmelisiniz.

Das ist in vielen Gegenden illegal.
Aslında bu durum pek çok yerde illegal.

Seien wir respektvoll gegenüber wilden Gegenden.
Vahşi bölgelere saygılı olalım.

Aber diese Gegenden kannten wir schon ganz gut.
Dahası, bu bölgeleri çok iyi biliyorlardı.

Erkennen Sie die Orte und Gegenden?
Kuşakları ve bölgeleri görebiliyor musunuz?

Für andere Gegenden kann ich das nicht sagen.
Diğer yerler için bunu söylemek mümkün değil.

Bushaltestellen, sie sind seltsame Gegenden.
Otobüs duraklarımız acayip yerlerde.

Einige Gegenden sind auch nur schwer erreichbar.
Ayrıca bazı bölgelere de ulaşılması pek güçtür.

Die gute Botschaft erreicht abgelegene Gegenden.
İyi Haber Ücra Bölgelere Ulaşıyor.

Ihr wollt eure Gegenden wieder sicher machen?
Mahallelerimizi tekrar güvenli kılmak istiyorsunuz, değil mi?

Und wie kommt man in diese teilweise abgelegenen Gegenden?
Ve bazen bu uzak bölgelere nasıl ulaşıyorsunuz?

Während des Stroms hatten manche Gegenden durchgehend 72 Stunden lang keinen Strom.
Bazı bölgelere Sedaş tam 72 saat elektrik veremedi.

Wir bekommen mehr Sonne ab als die meisten anderen Gegenden.
Konya diğer bölgelerden daha fazla güneş alır.

Und wir werden die Gegenden um die anderen Spukorte herum untersuchen.
Ve sıradaki hamlesine engel olmak için bölgedeki diğer perili evleri gözleyeceğiz.

Vernetzt unterschiedliche Gegenden Europas.
Avrupanın Farklı Bölgelerle İlişkileri.

Diese beiden kalten Gegenden liegen weit hinter der Umlaufbahn des Planeten Neptun.
Bu iki soğuk bölge Neptün gezegenin yörüngesinin çok arkasında yer alır.

Möglicherweise nicht in allen Sprachen oder Gegenden verfügbar.
Bütün dillerde veya bölgelerde mevcut olmayabilir.

Genug von der Tatsache, dass diese Gegenden nicht gerettet werden oder nicht gerettet werden können.
Bu mahallelerin korunmamasına hatta ondan ötesi olmasına yeter.

Selbe Stadt. Wir verteidigen nur verschiedene Gegenden, zusammen.
Sadece farklı mahalleleri koruyoruz, birlikte. Aynı şehir.

Wohlbetuchten Gegenden erfolgt. Beide sind in den letzten fünf Tagen in den gleichen.
İkisi de beş gün arayla aynı zengin mahallede gerçekleşmiş… ikisinin de tarzı aynı.

Wir haben Standorte in grossartigen und populären Gegenden von Los Angeles.
Los Angelesın büyük ve popüler bölgelerinde bulunuyoruz.

Gegenden wie Japan, Südkorea und Frankreich wuchsen zwischen 2 und 300% in diesen 12 Monaten.
Japonya, Güney Kore ve Fransa gibi yerler bu 12 ayda% 2 ila 300 oranında büyümüş.

Čakovec ist eine der nachhaltigsten und grünsten Gegenden der Welt.
Čakovec dünyanın en yeşil ve en sürdürülebilir yerlerden biridir.

Wenn du bestimmte Gegenden bei Nacht erkundest, kannst du vielleicht auch das Leben eines Vampirs kennen lernen.
Geceleri belirli bölgeleri keşfedin ve bir vampirin hayatına başlayabilirsiniz.